Hiçbir şey birden bire kendiliğinden olmuyor.Hayat zorluklarla doludur. Dikensiz gül olmaz.Her şeyin bir zor yanı vardır.
Küçük yaşta yaşam mücadelesi vermiş; kah kaybetmiş kah kazanmış bir insanı hiçbir güç durduramaz. Yaptığı işin mutfağında çalışmış bir insanın başarılı olmaması mümkün değildir.
İnsan, saksıda yetişen bir çiçek gibi hayata hazırlanmamalıdır. En ufak bir zorluk karşısında yenilir; teslim olur.
Etrafımıza bir göz attığımızda, ticarette,sanayide ve hayatın diğer alanlarında büyük başarılara imza atan insanlar, büyük zorluklarla ve mücadelelerle büyüyerek liderlik karizmasını kazanmışlardır. Acı patlıcanı kırağı çalmaz. diye ne güzel atasözümüz vardır.Hem baharı hem yazı hem de kışı gören bir insanın zorluklar karşısında başarısız olması mümkün değildir.
Aileler,çocuklarını akıllarından tutacakları yerde ellerinden tutuyorlar. Oysa Yapma, etme ,kırarsın dökersin. diye hep olumsuz şeylerle ,çocuklarımızı hayatla tanıştırıyoruz. Belirli kurallarla, pedegojinin sunduğu imkanlarla yetişen çocuklardan lider pek çıkmıyor. Eğitimin önemine inananlardanım. Fakat aşırı korumacılık ,ekonomide olduğu gibi insanın da serpilmesine, büyümesine geniş ufuklara kanat açmasına imkan vermiyor. Hani; tavuk yumurtaları arasına bir kartal yumurtası karışmış, tavuk gurka yatmış. Tavuk civcivlerinin arasından kartal yavrusu da çıkmış. İkide bir kartal yavrusu tavuğa Anne,benim canım uçmak istiyor. diyor. Gökyüzünde hemcinslerine bakıyor kartal yavrusu uçmak istiyor. Tavuk Sen uçamazsın. Sen tavuksun. diyor. Zaman geçtikçe kartal yavrusu uçma melekelerini kaybediyor. Gençlerimizi de yetiştirirken; onların kabiliyetlerinin sınırlarını zorlayarak yetişmelerini sağlamalıyız. Yapma, etme demekle lider yetişmiyor. Kısacası , Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerek.