Bilgisayar başında duygusuzluk girdabına düşen gençler, çevresindeki insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyor...
Her şeyleri sanal dünyanın içinde...
Bir iki tuşa bastığında, istekleri gerçekleşiyor...
Gençler, saatlerce süren zevkli bir mahkumiyetin
tutsağı olmuş, gerçek dünyadan bihaber...
İyi gidiş değil bu gidiş!..
Siz siz olun, çocuklarınızın konuşmayı unutmasını beklemeyin!..
Yoksa onları anlamak güçleşebilir...

* * *

Evinin alt katında marangozluk yapıyordu. Kapı ve pencere konusunda uzmandı. Fakat, plâstik pencereler yaygınlaşınca, ahşap olanlara rağbet azaldı. Bu yüzden, işler iyi gitmiyordu. Üstelik de çocukları büyümüş, biri hariç okula başlamıştı. Masrafları artınca, yanındaki kalfasına yol verdi. İşe biraz daha erken koyulur, yardımcıya ayırdığı parayı, çocukların harçlığına katardı.
Adam, bir gün çalışırken, elektrik kesildi. Ve uzun süre beklediği halde gelmedi. Aksi gibi, o akşam üzeri teslim etmesi gereken birkaç pencere vardı. Boş kalmayı sevmezdi. Planyayı yağladı, talaşları süpürdü. Biraz dinlenmek için eve çıkarken, sigortaya göz attı. Eğer yanılmıyorsa, bu iş normal değildi. Biri gelip sigortayı kapatmış olmalıydı. Şalteri kaldırınca, atölye aydınlandı. Tahminleri doğru çıkmıştı ama bu işe bir anlam veremiyordu. Şaka dese, böyle bir şaka yapılmazdı. Kendisini kıskanacak bir düşmanı da yoktu. İşe koyulduğunda, yine aynı şey oldu. Ama, bu sefer suçluyu görmüştü. Oğlu, evden atölyeye bağlanan merdiveni sessizce indirmiş ve sigortayı kapattığı sırada, babasını karşısında bulmuştu.
Adam, on yaşına gelmiş bir çocuğun böyle bir haylazlığını affedemezdi. Bütün günü, onun yüzünden mahvolmuştu. Bir kere yapmış olsa, ses çıkartmazdı. Ama tekrarlaması, hangi yönden bakılırsa bakılsın, büyük hataydı. Saçlarından yakalayıp sıkı bir tokat attı. Her şey onun iyiliği içindi. Belki vurduğu tokat, serseri olmasını engellerdi.
Adam, oğlunun gözyaşlarını görmezden geldi ve eve çıktıktan sonra eşine dert yanarak:
- Bu çocuğun okulda kimlerle düşüp kalktığını bilmemiz lazım, dedi. Eğer serbest bırakırsak, başımıza büyük dertler açacak!..
Adam, bir süre düşündü. Sonunda da en kolay yolu buldu. Oğlunun hiç aksatmadan tuttuğu günlüğünde, arkadaşlarına ait ip ucu olmalıydı. Eşi istemese de, ona kulak asmadı ve çocuğunun günlüğünü okumaya başladı.
Oğlu, en son sayfada:
Bu gece kötü bir rüya gördüm!.. yazmıştı.
Atölyede çalışırken, babamı elektrik çarpıyordu. Allahım onu koru!.. Ben elimden geleni yapacağım!..

* * *

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle...