1 Kasım günü
bu köşede,
Hırant Dink Cinayeti nin
Samsun ayağını
yazmış
ve birtakım sorular sormuştum...
40 gün önce
yazdığım o yazıdan
bir hatırlatmada
bulunduktan sonra
Ogün Samast ın
Cumhuriyet Savcısı na
verdiği ifadeye dönelim...
İşte o yazı:
Gazeteci Hırant Dink
Cinayeti Davası nın
önemli bir ayağı da
Samsun da yaşananlardır...
Olay gününde
henüz 17 yaşında olan
Ogün Samast,
İstanbul dan
Trabzon a giderken,
içinde bulunduğu
yolcu otobüsü;
şoförle kurulan
temas sonucunda
Samsun Yusuf Ziya Yılmaz
Otogar ına
yönlendirilmiş,
polis ve jandarmanın
birlikte düzenlediği operasyonla
gözaltına alınmıştı...
Akılları karıştıran
sorular da işte
bundan sonra
başlıyor...
Ogün Samast,
jandarma bölgesinde
yakalandığı halde;
sorgusu neden
Emniyet Müdürlüğü nde
yapılmıştı?..
Emniyet Müdürlüğü nün
Terörle Mücadele Şubesi nin
çayocağının duvarında,
Atatürk ün imzasının
olduğu ve bir Türk Bayrağı nın zemini üzerine
yazılmış Mevzubahis vatan ise gerisi
teferruattır sözlerinin
yazılı bulunduğu takvimin
önünde, Ogün Samast ın eline Türk Bayrağı verilerek
çekilen
fotoğraflarını; kimler, niçin
anında
basına sızdırmıştı?..
Amaç, cinayetin
Türk milliyetçileri
tarafından
işlendiği
algısını yaratmak mıydı?..
Bu sorunun cevabı,
çok gecikmeden
verilmişti.
BBP Genel Başkanı
rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu nun
Trabzon ziyareti sırasında;
tam arkasında poz veren
Erhan Tuncel in
fotoğrafı da
hemen servis edilmişti...
Samast ın ifadelerinden yola çıkarak
parçalar birleştirildiğinde;
fotoğrafın bütünü
ortaya çıkıyor şimdilerde...
Ogün Samast ın, Cumhuriyet Savcısı na
verdiği ifadede; iki önemli
polis adını verdikten sonra
Samsun da yakalanmasının
önceden planlandığını
söylemesi
ilginçti...
Mesela Samast, jandarma
bölgesinde yakalandığı halde,
neden Samsun Emniyet Müdürlüğü ne
götürülmüştü?..
Ogün Samast ın,
Atatürk imzalı ve Türk Bayrağı
zeminli Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır
sözlerinin yazılı bulunduğu takvimin
önünde çekilen
fotoğrafı,
Ergenekon kurgusunda
mı kullanılacaktı?..
Ne tesadüftür ki
Dink Cinayeti Davası nın
Cumhuriyet Savcısı da
Muammer Akkaş tır...
Cinayeti, Darbe davaları ile
ilişkilendirmek
kolaydı...
İşin içine
Derin ilişkiler ile gündeme
gelen Veli Küçük de
yerleştirilince;
cinayetin milliyetçiler-ulusalcılar
tarafından işlendiği
algısı tutacaktı...
Olayın görünen azmettiricisi
Yasin Hayal in, Samast a yanına Türk Bayrağı al demesi
ve Samsun da yakalanacağını
önceden söylemesi
çok şeyi anlatıyor aslında...
Samast ın, cinayeti işledikten sonra
İstanbul dan
Trabzon a
gitmek üzere bindiği
otobüsün,
Kocaeli,
Bolu, Kastamonu ve Amasya da
durdurulmayıp,
Samsun a yönlendirilmesinin
önceden planlandığı
gayet açık değil mi?..
Ve Samast, kamera kayıtlarına yansıyan
o meşhur beyaz beresiyle
koltuğunda uyurken,
Samsun otogarına
giren otobüsün
içinde jandarma-polis timine
güçlük çıkarmadan
teslim olmuştu...
Otogar içindeki
Jandarma İrtibat Bürosu na getirilirken de
Türk Bayrağı nı
göğsünden çıkararak
Tuncel in istediği şovu
gerçekleştirmişti...
Ermeni bir gazetecinin
katledilmesini
milliyetçilerin üzerine
yıkacak, o fotoğrafın
diğer parçası
yine Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi ndeki
bayraklı görüntüyle
tamamlanacaktı...
Neyse uzatmayalım!..
Sır perdesi aralanan
bu olayı, devlet isterse
aydınlatır...
Bu ülkede, onlarca gazeteci, bilim adamı,
siyasetçi, asker ve polisi, faili meçhul cinayetlere
kurban verdik!..
Bu olaylarda
yakalananların
gerçek failler
olup olmadığı
konusunda toplumda
ciddi şüpheler var...
Çok sevdiğim, değerli büyüğüm rahmetli Vali-Emniyet Müdürü
Kamil Acun, 30 yıl önce
bana aynen şöyle demişti:
Bu ülkede devletin haberi olmadan
yaprak bile kımıldamaz.
Tekrar ifade ediyorum, devlet isterse çözer!..
Çünkü, hiçbir cinayet kusursuz değildir!..

Not:Grup şirketimizin katılacağı
bir etkinlik için
4 günlük bir yurtdışı
seyahatine çıkıyorum. Yeniden buluşmak umuduyla...