Lozan'dan önce imzalanan son anlaşma Sevr'dir. Lozan olmasaydı, daha doğrusu Lozan'ın arkasındaki Milli Mücadele ve Büyük Zafer olmasaydı, kaderimizi Sevr belirleyecekti. Önce Sevr'i öğrenmek sonra da o bilgilerin ışığında Lozan'ı değerlendirmek gerekir.

Lozan'ın 780 bin kilometrekarelik Türkiye'sini küçük bulanlar, acaba Sevr'in Türkiye'sinin 300 küsur bin kilometrekare olduğunu bilirler mi? Sevr'de İstanbul 'sözde' Osmanlıya bırakılmıştır 'Padişahın burada oturmasına ve unvanlarını kullanmasına izin vardır' ama 'soy, din, dil azınlıklarının haklarına saygısızlık ederse; müttefikler bu bölümdeki hükümleri değiştirmeye yetkilidirler.' Lütfun bir küfre dönüşmesinin bundan daha acı bir örneği olabilir mi?

Sevr'in 62,63 ve 64'üncü maddeleri Kürdistan'la ilgilidir. Bu maddelere göre İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerden oluşacak bir komisyon 'Kürdistan'ın yerel özerkliğini hazırlayacak ve Osmanlılar komisyonun kararlarını kendilerine bildirilmesinden itibaren, en geç üç ay içinde kabul edecek ve uygulayacaktır. Yerel özerklik Keldanileri ve Suryanileri de kapsayacaktır. Eğer Kürtler bir yıl içinde bağımsızlık isterler ve Milletler Cemiyeti de 'Kürtlerin bağımsız olabileceklerine karar verirse' Türkiye bunu kabullenecektir.

Konu sadece Kürdistan değildir, bir de Ermenistan vardır Sevr'in bize dayattığı, bizim de kabullendiğimiz. Doğu ve Güneydoğu'dan ayrı olarak Doğu Karadeniz Bölgesi'nin yarısı da Ermenistan'a verilecektir. Sevr'in iki gayrı meşru evladı Kürdistan ve Ermenistan, Lozan'da mezara gömülmüştür.

Osmanlı Sevr'de sadece Anadolu üzerindeki haklarından vazgeçmez, bizdeki Osmanlıcıların ve hilafetçilerin ya pek bilmedikleri ya da bildikleri halde bilmezden geldikleri üzere 'Hicaz'ı bağımsız bir devlet olarak' tanır 'bugünkü ve ileride çizilecek sınırları dışında kalan yerleri Hicaz lehine terk etmeyi kabul eder. Haklarından ve sıfatlarından vazgeçer.' Bu kadar da değil 'Türkiye, başka herhangi bir devletin egemenliği ve koruyuculuğu(himayesi) altında bulunan Müslümanlar üzerinde ne nitelikte olursa olsun her çeşit egemenlik ve yargı hakkından da kesinlikle vazgeçer.' Bu maddeler, padişah efendimizin İstanbul'da oturması karşılığında her türlü hakkından daha doğrusu halifelik hakkından vazgeçmemizden başka bir şey midir? Şu dillere pelesenk adalardan da biz Sevr'de İtalya lehine vazgeçeriz.

152 ve devamı maddelerde ordunun tasfiyesi en ince noktalarına kadar detaylandırılır. Bütün gemilere ve uçaklara el konulacak, ordu dağıtılacak. Ordu mevcudu padişahın hassa birliği, destek unsurları ve jandarma olmak üzere asker ve subay dahil 50 binle sınırlandırılır.

Fazla detaya girmeye gerek yok ama kapitülasyonlar konusu başlı başına bir felakettir ve o yerden yere vurulan Lozan'ın asıl zaferi işte tam da buradadır. Sevr bir ekonomik teslimiyettir. Tüm kaynaklara el kor galip devletler, maliye onlara teslim edilir, onların kuracağı bir komisyondan talimat ve izin almadan bütçe yapamayız. Onların her talimatı yasalaşacak, onların istemediği hiçbir borçlanma yapılamayacaktır.

Lozan'a giden Tük heyetine verilen 14 talimatın en önemli ve asla müzakere edilmeyecek, asla taviz verilmeyecek maddelerinin başında kapitülasyonlar vardı. Direnildi ve kazanıldı. Eğer bugün bağımsız bir ekonomimiz varsa, eğer bugün bu topraklarda yabancıların ucuza istihdam edilen beden işçileri değil de ülkenin ve sermayenin ve de emeğin sahibi insanlar olarak yaşıyorsak, bunu Lozan'ın kapitülasyonları kaldırmasına borçluyuz.

Osmanlı da bizim Cumhuriyet de. Tarihi dönemlere ayırıp birbiriyle vuruşturmak ve o dönemlerin arkasında akılla ve bilgiyle değil de ideolojik ve siyasal taassupla yer alarak birbirimizle çatışmamız bu kritik coğrafyada ve bu kritik dönemde işlenebilecek en büyük hata olur. Bunun vebalini hiçbirimiz ödeyemeyiz.