12 Ocak 2015 tarihli yazıma 'Gerçi MHP'nin kan kaybı yeni değil,
Devlet Bahçeli'nin yönetimine teslim olduğu ya da teslim edildiği
günden beri süren bir hal. Ama artık saklanamaz ve tahammül edilemez
noktaya geldi. Eğer bu hal, bu yönetim biraz daha sürer ve bu yönetim
tarzı bir süre daha böyle devam ederse; MHP'nin önce komaya sonra da
bitkisel hayata girmesi kaçınılmazdır' diyerek başlamıştım.
MHP'deki kan kaybı sürüyor ve görünen o ki daha da hızlanarak sürecek.
MHP Genel Merkezi'ni eline geçiren bir klik tabandan gelen 'olağanüstü
kongre' talebine muhalif teşkilatları kapatarak cevap veriyor. Muhalif
başkanları ya da yönetimleri görevden almak başka o teşkilatları
kapatmak başka. Başkan ya da yönetim görevden alındığında daha önceki
il kongresinde seçilen 'genel kurul delegelerinin delegelikleri' devam
ediyor. Yani olası bir olağanüstü kongrede onların oy kullanmaları
yasal hakları. Ama 'teşkilat kapatıldığında' seçilmişlerin
delegelikleri de düşüyor. Olası bir olağanüstü kongrede seçilmiş
muhalif delegelerin yerine genel merkezin atadığı 'asker delegeler' oy
kullanacak. Ve bunun adı demokrasi olacak, öyle mi? Sevsinler sizin
demokratlığınızı.
Devlet Bahçeli ve şürekasının yönetimindeki Milliyetçi Hareket
Partisi'nin; Alparslan Türkeş ve dava arkadaşlarının dünkü Milliyetçi
Hareket Partisi ile uzaktan yakından bir ilgisi kalmamıştır. Dünün
araştıran, üreten ve umut veren partisi gitmiş yerine yeni bir şey
söylemeyen, toplumda en ufak bir heyecan uyandırmayan, umut ve güven
vermeyen bir parti gelmiştir.
MHP yönetimini eline geçiren klik ya bir an önce seçime gidecek ve
yönetimi bırakacak ya da taraftarlar ve daha önemlisi millet o dar
kliği kendi kaderiyle baş başa bırakacaktır. Bu kadro şu veya bu
tertiple, şu veya bu baskıyla delegeye ve partililere bir süre daha
dayanabilir ama millete direnmeleri söz konusu olmaz. Partililer de
halk da bu kadroyu 'layık olmadıklarını bildikleri halde sırf lazım
oldukları' için bugüne kadar sırtında taşımaktan yorulmuştur. Makamı
bırakmayanlar, milletin kendilerini nasıl bıraktığını ilk seçimde çok
acı bir şekilde görecektir.
MHP'nin sürüklendiği bu akıbetten o partiye gönül ve emek vermiş eski,
yeni partililerin ve ülkücülerin kararlı duruşu kurtaracaktır. O
kadrolar ya bu duruşu sergileyecek ya da bir ömür verdikleri
partilerinin kaçınılmaz akıbetine gözyaşı dökeceklerdir. Başka seçenek
yoktur. Tercih kendilerinindir.