Eyvallah, millet ne derse elbet odur. Milletin dediği başımızın gözümüzün üstüne. Son zamanlarda MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin en çok kullandığı slogan bu: 'Millet ne derse o…'

'Kasaptaki ete soğan doğramayan' general 'bir söze bakarım bir de söyleyene' diyordu hakkındaki iddialara cevap verirken ya da vermekten kaçınırken. Söze bakmak yeterli olmuyormuş her zaman, bir de sözü söyleyene bakmak gerekiyormuş!

Bu açıdan bakınca 'millet ne derse başım gözüm üstüne' lafı Sayın Bahçeli'nin ağzında pek samimi durmuyor. 'Kongreye gidelim' diyen arkadaşlarını partiden ihraç eden bir genel başkanın 'millete gidelim, millet ne derse o' söylemi, bir samimi demokrasi arayışından çok bir akıl almaz hata gibi duruyor.

'Akıl almaz' diyorum, çünkü bunun sonunda yarım asrı aşkın bir tarihi mücadeleden gelen MHP'nin siyasetten tasfiyesi riski var, hem de yüzde yüz ihtimalli bir tasfiye bu. Bir genel başkan niye durup dururken partisini tasfiyeye götürecek bir süreci başlatır ki! Partisini yükseltmek ve iktidara taşımakla görevli bir genel başkan hangi ince hesaplar ya da kaba hesapsızlıkla partisini tasfiyeye sürükler ve de hangi partinin meclis grubu böylesine bir yanlışa ortak olur ki?

Yazıya oturmadan önce takıldı gözüme; bir televizyon kanalında bir MHP genel başkan yardımcısı konuşuyor. Uyguladıkları politikalar sonunda MHP ilk seçimde iktidara gelecekmiş! Tanımasam espri yapıyor ya da en amiyane tabiriyle 'kafa buluyor' diyeceğim ama espri yapmayacak kadar sert birisi konuşan. Söylediklerine inanacak kadar da saf değil. Merak ediyorum, o insan nasıl söylüyor kimsenin inanmayacağı açık olan bu sözleri hem de 'partililerinin gözünün içine baka baka? Başkanlık rejiminin iki partili sisteminde MHP'nin bırakın tek başına iktidar olmasını barajı aşıp Meclis'e girebilmesi için tek çaresi AKP'ye iltihak etmek! Yoksa ima edilmek istenen bu mu?

Eğer 'millet ne derse o' sözünü söylerken gerçekten samimi ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kader arkadaşları, önce partililerine gitmeleri gerekmez mi? Makamı koruyamama endişesi engel olabilir, o nedenle seçimli kongreden vazgeçtik, seçimsiz bir kongreye, hiçbir baskının söz konusu olmayacağı bir parti kurultayına gitmek şık olmaz mı? Bakalım MHP tabanı ne düşünüyor? Eğer taban Sayın Bahçeli'nin dediği gibi 'Cumhurbaşkanı nasıl olsa anayasaya uymuyor bari biz anayasayı Cumhurbaşkanına uyduralım' derse mesele yok. Taban ne derse herkesin başı gözü üstüne.

Parti içinde demokrasinin hayat damarlarını tıkayan genel başkanların ve kaderlerini onların iki dudakları arasından çıkacak bir kelimeye bağlayanların ülke genelinde demokrasi sözcülüğüne soyunmaları ne acı tezat. Bu acı taamı, şu veya bu gerekçeyle yemeye devam edenlere afiyet olsun. Ben o sofrada olmayacağım.