Milli birliğimizin çimentosu öyle sağlam ki kale gibi dimdik ayaktayız.
Ta Hunlulardan, Selçuklulardan,Osmanlı'dan ve Cumhuriyetten gelen kültürel yapı bizi öyle biraraya getirdi ki et ve tırnak gibi kaynaştık. Hiçbir etnik unsur diğerini dışlamadığı gibi milli kültür potasında eritmiştir. Etnik temel üzerine bir çözülmeyi ve bölünmeyi hiç kimse başaramaz. Tarihin derinliklerinden gelen aidiyet duygusu Çanakkale'de, Dumlupınar'da et ve tırnak gibi kaynaştı. Beş milyon aile doğusuyla batısıyla içiçe kaynaştı; evlilikler oldu. Taptaze filiz gibi çocuklar dünyaya geldi. Toprağın derinliklerine kök saldı. Hepimiz bu ülkenin Cumhuriyet'in çocuklarıyız. Ayrımız gayrımız yoktur.
Ülkemizin etrafında meydana gelen savaşlar sınırlarımızdan içeri taşınmak isteniyor. Maddi ve manevi gücümüzle devletimizin bekası için içeride dimdik ayakta durmalıyız. Dışardan ve içeriden gelebilecek tehlikelere karşı milli duruşumuzu geliştirmeliyiz. Uyumak yasak bize...Gözümüzü dört açarak sorumluluk şuuruyla, bir elin parmakları gibi birarada olup; ulusal birliğimizin gücüyle, ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı kutsal vatan toprağımıza sahip çıkıp; hiç kimseyi öteleştirmeden birbirimize sarılmanın zamanıdır. Türk milletinin bekası için Cumhuriyet vatandaşlığı bağlamında yekvücut olup sesimizi hep beraber haykırmalıyız. Karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünün milli birlik ve dayanışmadan geçtiğini hiçbirimiz aklımızdan çıkarmamalıyız.
Çözüm yolu: Cumhuriyetimizin kültürel mirasına sahip çıkıp Atatürk'ün, "Hayatta en hakiki murşit (yol gösterici) ilimdir." sözü yolumuzu aydınlatan ışık olmalıdır.