Sadece bedenlerimiz yorulmaz bu hayhuy arasında, ruhlarımız da yorulur. Sadece giysilerimiz kirlenmez dünya pazarının kiri pasıyla, duygularımız da, ruhlarımız da kirlenir. Nasıl bedenimizi dinlendirirsek zaman zaman, nasıl giysilerimizi yıkarsak sık sık, ruhlarımızı da, duygularımızı da ara sıra hırslardan arındırıp dinlenmeye bırakmak ve de yıkayıp durulamak gerek.

Ben, kim ne derse desin, güzel musikinin, kimse bundan öbürlerini ret anlamı çıkarmasın, hele de bizim öz musikimizin ruhları dinlendirme, yıkayıp durulama için en tesirli ilaç olduğunu düşünürüm. İster, Ege'den bir zeybek, ister İç Anadolu'dan bir bozlak, ister doğudan batıdan, kuzeyden güneyden bir ağıt, bir uzun hava ya da Kerkük olsun fark etmez. İsterse Türk sanat musikisinden Münir Nurettin okusun Tekbir'i, isterse Hamiyet Yüceses çeksin Makber'i. Hepsinde de bulurum ben iç huzurumu. Yeniden doğar, yeniden canlanır ve yeni bir dünyaya adım atarım yeni bir şevkle.

Önceki gece böylesine mutluluklarla dolu bir geceydi benim için. Samsunlu Sanatçılar Derneği sanatçılarının Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'ndeki konseri muhteşemdi. Üç buçuk saat süren konser gerçek bir musiki ziyafetiydi. Bırakın terk etmeyi, üç buçuk saat boyunca kimse yerinden kımıldamadı bile. Konserin sonunda musiki aşığı bir dostum 'bir üç buçuk saat daha devam etseydi yine kimse gitmezdi' diyordu.

Gecede Türk sanat musikisinin büyük bestekarı Avni Anıl'ın bestelerinden seçilmiş birbirinden güzel eserler icra edildi. Hem sazendeler hem koro mensupları ve solistler harikaydı. Fakat gecenin asıl sürprizi baba oğul Bahadır-Akif Özüşen'lerdi. Duyurularda oğul Bahadır'ın adı önde, baba Akif Özüşen'in adı ise sonda yazılmıştı. Ben bunu aslar sahneye sonra çıkar misali bir sıralama olarak algıladım.

Birisi emekli bir TRT sanatçısı, diğeri halen aynı kurumda okuyan bir sanatçı; ikisi de aynı jüriden geçer not alarak girmiş TRT'ye. Jüri dediysek öyle dostlar alış verişte görsün kabilinden değil, Türk sanat musikisinin devlerinden oluşan bir jüriden bahsediyorum. Her ikisi de hem ses, hem icra ama daha önemlisi tavır ve tarz olarak muhteşemdiler.

Ben geceyi kendisi de Türk sanat musikisi dostu ve icracısı olan Doktor Naci Şen Bey'le yan yana izledim. Protokolü Samsun Barosu Başkanı Av. Kerami Gürbüz temsil ediyordu. Devlet protokolünün, siyasetçi ve sivil toplum temsilcilerinin sanata gösterecekleri ilgi kentteki iklimi çok daha olumlu hale getirecektir. Sanatçının tek ihtiyacı biraz ilgi, rahat çalışabilecekleri bir ortam, eserlerini hiç zorlanmadan sunabilme imkanı ve bir de beğenilme, hepsi bu ve sadece bu kadar.

Tüm sanatçılara ama özellikle de Ankara'dan kalkıp böylesine bir geceyi bize yaşan baba oğul Özüşenlere teşekkür ediyorum.