Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.
Milletvekilleri göreve başlarken böyle
yemin ediyor ve yemin etmeyen de
meclis çalışmalarına katılamıyor...
Gelin görün ki,bir milletvekili,
TBMM kürsüsünden Kürdistan bölgesi
diye bir ifadeyi nasıl kullanabiliyor...
Meclis Başkan Vekili, kürsüdeki
BDP li milletvekilini uyarıyor ama
o yine tekrarlıyor...
Bu görüntüleri izlediğimde
dondum kaldım...
Hani dedim kendi kendime bunlar yemin etmişti ya...
Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatananın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma diye başlayan yeminin sonunda namusum ve şerefim üzerine
demiyorlar mıydı?..
Bu ülkede pek çok değer,borsa da dip yapmış hisse
gibi bir kağıt parçası haline dönüştürülmüş olabilir...
Saygı, sevgi, vefa, dayanışma ve paylaşma gibi...
Ama namus ve şeref başka...
Dün neyse bugün de bu milletin baştacı değerler bunlar...
Aslında bütün insanlık için...
Demek ki,namus ve şeref kavramları
bazıları için hiçbir şey ifade etmiyor...
Ediyorsa, o zaman bu yeminin
gereği yerine getirilmez mi?..
Allah çarpar adamı demiyorum...
Kardeşi kardeşe düşürmek isteyenleri
bu millet çoktan çarptı zaten...
TBMM deki şovun nedeni de bu yüzden ya...
Yemezler başka kapıya!..