Başbakan Tayyip Erdoğan, Elde silah dolaşmaya gerek yok. Gelirsin masada her şeyi konuşur, edersin dedi ve Masa sözcüğünün yarattığı sıkıntıyı Başbakanlık Sözcüsü Atıf Beki, gidermeye çalıştı: Mesajın muhatabı, PKKyı kınamaktan kaçınandır.
Başbakan masaya oturma koşulunu, PKKnın terör örgütü ilan edilmesine bağladı...
Yani, masaya oturma işi baştan sakata düştü...
Çünkü, bunların PKKya terör örgütü demeleri, kendilerini inkar olur...
Siyasi ve mali kaynakları kurur...
Bu adamlar, aleni teröristlere arka çıkıyor...
Çoğunun ya kardeşi, ya da bir yakını dağda terörist zaten...
Bu bilindiği halde, Başbakanın Masa sözcüğünü kullanmasının manası neydi?..
Bu sözler, hem ülkesini seven bölge halkının, hem de güvenlik güçlerinin psikolojisini bozar...
Ve dahi bizim!..
Hainlerle masaya oturulur mu?..
Başbakan, birtakım dış güçlerin dayatmalarıyla bunları köşeye sıkıştıracağını sanıyorsa, aldanıyor...
Bunlar, Karakolda doğru söyleyip, mahkemede şaşar...
Teröristten dürüstlük mü beklenir?..
Eğer öyle olsaydı, Ateşkes ilan ettik dedikleri gün, 33 erimizi şehit ederler miydi?..
Devlet sözünü tuttu da ne oldu?..
Af çıkardı, kaç kişi dağdan indi?..
Yeter artık!..
Bu milletin sabrı tükeniyor...
Dün, memleketi Vezirköprü İlçesine gelen Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömertin, Kaymakam Adem Arslanı ziyareti sırasında, meydanda toplanan kalabalık ne anlam ifade ediyordu?..
Sadece hemşehri görme merakı mıydı?..
Büyük Camiden cuma namazından çıkanların protestosuna ne diyeceksiniz?..
Bu millet, adamı masaya falan oturtmaz!..
Oturtacağı yeri iyi bilir!..
30 bin insanın ölümünde Azmettirici olanlarla aynı masada olmakla, katillerle aynı masayı paylaşmanın ne farkı var?..
Biri dağda, öbürü şehirde...
Suçlular gelip teslim olacak...
Yargı önüne çıkacak...
Başka yolu yok!..
Bu ülke insanı; canıyla kanıyla kazandıklarını,
masalarda pazarlık konusu yapmaya izin vermez!..
Kimse denemeye kalkışmasın!..