Gazabıyla masum insanları
ezenler; kendilerini
ölümsüz sanıyor...
Herkes yaptığının
hesabını verecek!..
Atalarımız,
Alma mazlumun ahını,
çıkar aheste aheste diye
boşuna mı demiş?..
Yalan, dolan, iftira ve kumpasla
Allah ın yarattığı en değerli varlık olan
masum insanlara
eziyet etmenin
iki cihanda da
cezası var...
Anlayana sivrisinek saz,
anlamayana
davul zurna az!..
Ölüm de var adlı öykümü,
haysiyetli insanlara
ithaf ediyorum...


* * *

Muhtar Şehmuz,
kendinden emin adımlarla
köy meydanına doğru
yürürken,
yandaşları
sanki büyük bir devlet adamını
koruyorcasına arkasından geliyordu...
O sırada, bir ses duyuldu:
Ölüm de vaaaarrrr ölüüüümmm
Bu ses, Veli Celal den başkasının değildi. Anası Gülşen Hanımla
Devlet Çeşmesi nin
başındaydı. Anası, güğümlere
su dolduruyordu.

Muhtar Şehmuz, Ne diyor lan bu deli?
diye sordu. Yalakası Şevket
hemen atıldı: Bize demiyor ağam

Veli Celal e köyde deli diyorlardı ama anası
oğlunun Fazla akıldan böyle garip davrandığına
inandığından, ona Veli Celal
diyordu...

Veli Celal, güğümleri
taşırken, kah yolda suyu döküyor,
kah yarı dolu eve getiriyordu. Annesi, Veli Celal in
suyu dökmesine sinirlendiğinde,
Toprağın da suya ihtiyacı var cevabını veriyordu.
Bu cevap karşısında
annesi Gülşen, tebessüm etmekten başka
bir tepki vermiyordu. Hatta, oğluna hak da veriyordu.

O gün köye ilçenin kaymakamı gelecekti. Jandarmalar, heyetten önce
köydeydi. İlçeyle köy arasına yeni bir yol yapılması planlanıyordu.
Muhtar Şehmuz, meydanı balonlar ve bayraklarla süslemişti. Davul zurna çalınıyordu. Yalaka Şevket, Kaymakam geliyor diye bağırınca, muhtar Şehmuz, karşılamak için öne çıktı.

Köy meydanında büyük bir kalabalık yoktu. Nedeni, Yolun geçeceği güzergahı
muhtar kendine göre ayarladı söylentisi vardı. Muhtar Şehmuz, kendi arazilerinin olduğu yönden yolu geçirerek, hem büyük miktarda devletten istimlak parası alacak hem de arazileri değerlenecekti. Kendilerine haksızlık yapıldığını öne süren köylüler,
meydana gelmeyerek muhtarı protesto etmişlerdi. Kocasını genç yaşta, bir trafik kazasında kaybeden Gülşen Hanım da
onlar arasındaydı.

Kaymakam Ali Beye, büyük bir nezaketle Hoşgeldiniz dedi muhtar Şehmuz. Misafirleri Uzun yoldan geldiniz acıkmışsınızdır diyerek masaya davet etti. Menüde, kuzu tandır, pilav, ayran ve baklava vardı. Misafirler 2 saatlik bir yoldan gelmişti. Haliyle acıkmışlardı. Kaymakam Ali Bey, ilk parça lokmayı ağzına atarken, Veli Celal ortaya çıktı, Ölüm de vaaaarrrrrrrrr ölüm diye bağırdı. Kaymakam Ali Beyin şaşkınlığını gören muhtar Şehmuz, Delinin teki Kaymakam Bey dedi. Veli Celal, Kaymakam Beyle göz göze geldi ve birkaç defa daha Ölüm de var diye bağırdıktan sonra oradan uzaklaştı.

Kaymakam Ali Bey, tecrübeli bir devlet adamıydı. Aslında valilik görevi yapacak biriydi ama siyaseten arkasında bir güç yoktu. Kaymakam Ali Bey, içinden Bir gariplik var bu işte dedi. Birkaç lokma daha atıştırdıktan sonra masadan kalktı. Muhtar, işimiz çok. Şu güzergaha bir bakalım dedi. Hep birlikte kalktılar. Masada, bir köyü doyuracak kadar yiyecek içecek kalmıştı.

Kaymakam Ali Bey, muhtar Şehmuz u otomobiline aldı. Muhtarla konuşmaya dalmışken,
aracın durduğunu anladı. Makam şoförüne Ne oldu? diye sordu. Efendim yine o adam dedi. Veli Celal, makam aracının önünde Ölüm de vaaar diye bağırıyordu. Kaymakam Ali Bey, aracından indi. O sırada Gülşen Hanım, oğlunu görmüştü. Koşarak yanlarına gitti. Kaymakam Ali Beyden özür diledi. Kaymakam çok sakindi ama muhtar Şehmuz, dellenmişti sanki. İşine takoz konulacağını hissetmişti. Veli Celal ile anasına seslendi: Kadın kadın al delini de evine git. Yoksa karışmam Kaymakam Ali Bey, Otur oturduğun yerde diyerek muhtarı azarladı. Ali Bey, Gel kızım şöyle bir yürüyelim diyerek, Gülşen i yanına aldı. Gülşen e sorular sordu. Kaymakam Ali Bey, babacan adamdı. Onun bu sıcaklığı, Gülşen i etkilemişti. Kaymakama güveniyordu o yüzden de muhtar Şehmuz un bütün üçkağıtçılıklarını bir çırpıda anlattı. Kaymakam Ali Bey, şaşkınlık içindeydi. Hiç merak etmeyin diyerek onlardan ayrıldı, aracına bindi. Şoförüne, İlçeye dönüyoruz dedi. Muhtar Şehmuz, bir terslik olduğunu anlamıştı ama Kaymakam Beye sormaya cesaret edemedi. Merak içindeydi. O delinin anası ne anlattı acaba? diye
içi içini yiyordu. Kaymakam Ali Bey, muhtarı köy meydanında bıraktı. O çocukla annesine bir şey olursa başın derde girer dedi.

Muhtar Şehmuz, kaymakam ayrıldıktan sonra, endişe içine düşmüştü. Gülşen Hanıma, yardakçılarından Memiş in karısını gönderdi, Ağzını yokla bakalım dedi. Gülşen Hanım,
köyde kimin ne olduğunu biliyordu. Hiç renk vermedi. Veli Celal in durumunu konuştuklarını söyledi. Memiş in karısı Hatice, çok kurnaz bir kadındı. Ne yaptıysa Gülşen i konuşturamadı. Durumu muhtara yetiştirmekten başka bir şeyi yoktu ve evden hızla çıktı. Gülşen, Hatice nin arkasından baktı. Düşündüğü gibi
Hatice muhtarın evine doğru gidiyordu.

Memiş in karısı Hatice, selam bile vermeden
içeri girdi ve muhtarı rahatlatan sözleri söyledi. O deli oğlanı sormuş dedi.
Şehmuz biraz olsun rahatlamıştı ama içinde yine de kuşku vardı...


Aradan iki gün geçmişti. Köye jandarma ekibiyle birlikte bir heyet geldi. Heyette müfettişler vardı. O heyettekiler, eski muhtar Hasan dan başlayıp, neredeyse bütün köylüyü dinledi. Anlatılanlar da kayıt altına alındı. Belgeler de vardı. Akşam üzerine doğru heyet köyden ayrıldı. Muhtar Şehmuz, ortalıkta yoktu. İlçeye gitmişti. İktidar partisinin ilçe başkanı Kerim den yardım istedi. Ali Bey ters bir adam. Yanlışın yoksa asla işlem yapmaz deyince, muhtar Şehmuz, avanesiyle birlikte soluğu şehirde aldı.

Bir hafta sonra muhtarın görevinden alındığı ve hakkında
Cumhuriyet Savcılığı na suç duyurusunda bulunulduğu
öğrenildi. Muhtar Şehmuz için iddia edilen suçlar ağırdı. Adam öldürmeye teşebbüs, yaralama, ırza geçme, gasp ve evrakta sahtecilikten yargılanacaktı. Muhtar Şehmuz,
bir haftadır köye gelmiyordu ve bunu duyduktan sonra da
hiç gelmeyecekti.

Köy meydanı bayram yerine dönmüştü. Yüzler gülüyordu. Geçmişte muhtar Şehmuz a yalakalık yapanlar bile oradaydı. Güya, korkudan böyle davranmışlardı. Davul zurna çalıyor, köyün gençleri meydanda halay çekiyordu. O sırada, eski muhtar Hasan,
Veli Celal i omuzlarına almış meydana girdi. Bizi kurtaran adam Veli Celal diye bağırdı. Herkes Veli Celal i alkışlıyordu. Öyle ya Kaymakam o yola çıkmasaydı, kim seslerini duyacaktı? Anası da duygulanmıştı. Demedim mi oğlum fazla akıldan böyle oldu diyerek gururlandı. Gözünden sevinç gözyaşları döküldü. Eski muhtarın omuzlarından inen Veli Celal in sesi, davulunkini bastırdı:
Ölüm de vaaaaaaaaaaaar , Devlet de vaaaaaaaaaaaaaar
* * *

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...