Oralarda sadece Ezidiler, Süryaniler, Keldaniler ve Kürtler yok, Türkmenler de var. Ben diyeyim beş milyon siz deyin altı milyon. Onlar da insan ve sizin, benim gibi Türk ve Müslüman. Bizim dilimizle konuşuyor, bizim sazımı çalıp bizim türkümüzü söylüyorlar ya da tersinden söylemek gerekirse; biz onların sazını çalıp onların türküsünü söylüyoruz, her biri bir diğerinden daha içli ve daha güzel türkülerini.

Oralar dediğim en az bin yıllık Türkmen diyarı. Oralar dediğim Suriye, Hama Humus, Halep, Lazkiye. Oralar dediğim Kuzey Irak, Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu, Yeni Hurmatı ve diğer yerleşim bölgeleri.

Oralardan herkesin sesi duyulur buralarda da bir tek Türkmenin sesi erişmez sağır kulaklara, feryadı tesir etmez taşlaşmış kalplere. Türkülerine dört açtığımız kulağımızı feryatlarına tıkarız umursamadan ve de utanmadan.

Günlerce savaştılar Telafer’de IŞİD denilen eli kanlı çeteyle babadan kalma çakaralmaz silahlarla. Kılımız kıpırdamadı. Üç on paralık bir kamp bile kuramadık, daha doğrusu kurmadık. Neden sonra elin adamı “kursanız bile sığınacak Türkmen bulamazsınız” dedi küfür edercesine. Çetecilere yol olan sınırlarımız, onlara hala sıkı sıkıya kapalı. Ya onları insandan saymıyoruz ya da bizim insanlığımız Türk ve Türkmenden gayrısına.

IŞİD’in insafına terk edilen Türkmenler, ya ölüyor ya da evini barkını, malını mülkünü, baba ocağını bırakarak ya güneyde Arap bölgesine ya da daha doğuda Kürt bölgesine sığınıyor. Irak Parlamentosu’nun Türkmen Milletvekili Nehle Sellame’nin verdiği bilgiye göre; ülkedeki Türkmen sığınmacı sayısı 350 bine ulaşmış. Bunların 250 bini de Telafer’de yaşayan Türkmenlermiş. Türkmen sığınmacıların Irak hükümetinden yardım alamadıkları için açlık ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Sellame, “Dünya, Türkmenin çığlığına duyarsız kalıyor. Bir umudumuz Türkiye kaldı” diyor.

Sellame’nin verdiği bilgiye göre IŞİD kontrolündeki Telafer’de tam bir dram var. IŞİD, Türkmenleri hava saldırılarına karşı canlı kalkan olarak kullanırken, bazı Türkmen devlet memurları ile siyasetçiler cezaevine atılmış. IŞİD, Türkmenlerden boşalan evleri kendi mülküne geçirmiş, kamu kurumu, dükkan ve işyerlerini de yağmalamış.

Tam bir vahşet, tam bir insanlık dramı yaşananlar ama dünyanın gözü kapalı, kulağı tıkalı, kalbi mühürlü. Yeni de değil bu halleri. Son üç asırdır Müslüman Türk kesilir eski kıta Avrupa’da hem de onlar tarafından. Bakmayın siz onların söylemlerine. Türkü “Avrupa’nın Kızılderilisi” sayan ve sonlarının da onlar gibi olmasını isteyen Lord Curzon, hala onların kafasında yaşıyor, hayaleti hala Avrupa ve ABD parlamentolarının karanlık dehlizlerinde dolaşıyor.

Benim sitemim onlara değil kendi milletime, kendi devletime. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan daha pek yakın bir zamanda İsmet İnönü’yü 1944’te Aras Nehri ni geçerek Türkiye’ye sığınan 146 Azeri Türkünü Sovyetlere iade etmekle haklı olarak eleştirmişti. Geçmişin hatasına yıllar sonra parmak basan Sayın Cumhurbaşkanı, bugünün dramına seyirci kalamaz. En azından kalmamalı.