Sabah, Diyarbakır dan gazeteci kardeşim
Naci Sapan aradı...
Önce size Naci Sapan dan
söz etmek isterim...
Onunla yolumuz Hürriyet te kesişmiş,
daha sonra birlikteliğimiz
Türkiye Gazeteciler Federasyonu
yönetiminde sürmüştü...
Naci Sapan, Diyarbakır ın olağanüstü
koşullarında uzun yıllar Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı
yapmış, adam gibi bir adamdır...
Terör örgütünün yandaş yayın organı ROJ TV de
açıkça ölümle tehdit edilmiştir...
Emekliliğini istemek zorunda kalmış,
Ankara ya taşınmıştı. Kısa bir süre, TEMPO dergisinde
editörlük yaptıktan sonra Diyarbakır a döndü...
Şimdi orada Diyarbakır Olay gazetesinin
Yayın Koordinatörü olarak çalışıyor...
Naci Sapan ın, dün erken saatlerde
telefonla aramasının nedenini hemen anlamıştım...
Samsun da önceki gece bazı doğu kökenli
vatandaşların işyerlerine saldırıldığına dair haberlerin
bazı internet sitelerinde yer almasından rahatsızdı...
Aslında girişim dışında
herhangi bir olay yoktu...
Bu gidişatın varacağı yer
konusunda aynı düşüncedeydik...
Çünkü, söz konusu duyum, haber merkezine ulaşmasına
rağmen tedirginlik yaratmamak için
tek bir satır yazmamıştık...
Birilerinin ekmeğine
yağ sürmek istememiştik...
Türk ün Kürt le,
Kürt ün Türk le bir sorunu yoktu ki...
Daha önce de yazmıştım...
Her Türk yurtsever olmadığı gibi,
her Kürt de PKK lı değildir...
Öyle olsaydı,Naci gibi kardeşlerimizle
nasıl dost olacaktık?..
Ona, Burada kaç gündür şehit cenazeleri
vardı. Samsunlular öfkeliydi ve tek yürekti. Tek bir Allah ın kulu, o haleti ruhiye içinde terör örgütü ile Kürtleri eş tutmadı
dedim...
Ülkenin doğusunda da kuzeyinde de
sağduyuyu hakim kılmak adına
sorumluluklarımızın gereği
olarak her ikimiz de aynı düşüncedeydik...
Samsun daki sivil toplum kuruluşlarından gelen
sağduyu çağrıları da
yalnız olmadığımızıgösteriyordu...
Oyuna gelmek yok!..