n Eskiden her türlü süfli
n
n yani aşağılık işlerle
n
n uğraşanların
n
n bile amiyane tabirle bir
n
n raconu vardı...
n
n Mesela, fahişeliğin raconunda,
n
n birlikte olduğu erkeğin
n
n yanında başkalarına bakmak;
n
n yani sağa-sola
n
n sarkmak yoktu...
n
n Çünkü, o an birlikte olduğu
n
n erkeğin namusu sayılırdı...
n
n Hiçbir fahişe,
n
n kendi mahallesindeki
n
n tanıdık delikanlı
n
n ile de birlikte olmazdı...
n
n Onlar da televoleler
n
n sayesinde
n
n yoldan tam çıktılar
n
n sonunda...
n
n Çünkü, itibar
n
n aleni fahişeye...
n
n Hem de erkeğin fahişesine...
n
n Hırsızlığın da
n
n kendine göre
n
n bir raconu vardı...
n
n Milletin kutsal saydığı
n
n mekanlardan
n
n uzak dururdu...
n
n Fakir fukaranın
n
n malına göz dikmezdi...
n
n Onlar da baktılar ki
n
n çalan-çırpan
n
n makbul adam
n
n racon da rafa kalktı...
n
n Muslukçuluk, ayakkabı hırsızlığı
n
n halı çalmak derken,
n
n dün Sanayi Camii nin
n
n 200 kilo ağırlığındaki
n
n bağış kasası uçuruldu...
n
n Caminin ihtiyaçları için
n
n toplanan bağışların
n
n konulduğu kasayı
n
n yüklediler de ne oldu?..
n
n Boşu boşuna hamallık
n
n ettiler...
n
n Kasayı açamayıp,
n
n bırakıp kaçtılar...
n
n Bu insanları, Allah ın affedip etmeyeceğini
n
n bilemem...
n
n Ama polis yakalarsa...
n
n Dedim ya, toplumda
n
n aşağılık görülen işlerde bile
n
n eskiden bir racon vardı...
n
n Bu işlerle uğraşanları anladık da
n
n itibarlı sayılan mesleklerdeki yozlaşmaya
n
n ne demeli?..
n
n Zenginlik ihtiraslarıyla
n
n üç kuruşluk işlere
n
n tenezzül ederek,
n
n rezil olmayı
n
n göze alanların
n
n fütursuzluğu ne olacak?...
n
n Hangi meslekte olursa olsun;
n
n ar-haya duygusunu kaybetmiş
n
n insanların kirletmeye çalıştığı
n
n bu toplumu korumak, İnsanım diyen
n
n herkesin görevidir...
n
n Öyleyse, İsmet Paşa nın dediği gibi,
n
n namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar
n
n cesur olmalıdır...
n
n Hiçbir şey elden gelmiyorsa;
n
n buğzetmek, kaş karartmak
n
n bile yetmez mi?..
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n