Önce televizyon kanalları, ailenin birlikteliğini bozdu...
Akşam yemeğinde biraraya gelen aile bireylerinden erkek ayrı odada spor kanallarını kadın dizi filmlerini izlemeye; çocuk ya da gençler de bilgisayarın başına geçince, birlikte bir iki laf etme imkanı kalmadı...
Herkes kendi alemine daldı...
Bu yetmezmiş gibi şimdi de sosyal medya, birlikteliklerin kabusu haline geldi...
Hiç dikkat ettiniz mi bilmem...
Bir lokantada, kafede ya da çay ocağında yan yana veya karşılıklı oturan insanlar, birbiriyle konuşmak, dertleşmek yerine ellerindeki akıllı telefonla haşır neşir oluyor...
Bankta oturan iki arkadaş da aynı öyle davranmakta...
Arkadaş, konuşmayacaksan niye birlikte oturur gibi yaparsın?..
Bu toplumda iletişimsizlik sonucu artan geçimsizliklerin nedeni, kendi kendimizi yalnızlığa iten bu hastalıktır...
Aile bireyleri, arkadaşlar ve dostların birbiriyle dertleşmesi bir anlamda psikoterapi sayılır...
Hem ruhsal sorunları için çare aramayan hem de kendini yalnızlık girdabının içine atan insanlardan oluşan bir topluma, "sağlıklı" demek mümkün mü?..
Yapılan istatistiklere göre, sosyal medya kullanımı nedeniyle boşanmalar artıyormuş!..
Toplumdaki bu erozyonun önüne geçebilecek birtakım önlemler alınmadığı taktirde; bizi biz yapan değerler bir zaman sonra mazide kalacaktır...
Küresel dünyanın egemenleri, insanoğlunu duygusuzca adeta bir robot gibi yaşatarak, üretmeden tüketmeye zorlayacak!..
Allah korusun ama gidişat hoşuma gitmiyor!..