Düne kadar adını sanını duymadığımız ya da adını sanını duysak da siyasilerin himmetiyle geldiği hizmet makamlarında en ufak bir başarısını görmediğimiz insanlar da dahil olmak üzere kentimiz aday adayı akınına uğradı. Herhalde diğer illerde de durum farklı değildir.

Aday adaylarının neredeyse hemen hepsi, proje üstüne proje açıklıyor ya da açıklama vaadinde bulunuyor. İyi has da; milletvekilliği proje uzmanlığı ya da proje takip memurluğu değil ki! O iş yürütmenin yani hükümetin ve yerel yönetimlerin daha başka bir ifadeyle yetişmiş teknokrat ve bürokratların işi.

Milletvekillerinin görev ve yetkileri, yani birçoğunun görmezden geldiği asli işi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nda madde madde belirlenmiştir: Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak. Bakanlar Kurulu nu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kurulu na belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek. Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek. Para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek. Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmek.

Bir de milletvekillerinin yemin metni var anayasamızda. O metin de bir anlamda görev tanımıdır ve o metnin hiçbir yerinde yürütme organının alanına giren bir yetki ve görev söz konusu değildir. O yeminde, “Devletin varlığı ve bağımsızlığının, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünün, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğinin korunması” vardır. Orada “hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete bağlılık” vardır. Orada “toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsü ve Anayasa ya sadakat” kavramı vardır. (Orada “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık” da vardır ama onları -günümüz şartları muvacehesinde- bir kenara koyuyorum.)

Bu son derece üstün değerler ve yapılması oldukça zor ama yapıldığı taktirde şahsa getireceği onuru, ülkeye ve millete sağlayacağı faydaları sınırsız bir görevler manzumesi.

Ben “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünün” tehdit altında olduğu ve hatta birileriyle pazarlık masasına yatırıldığı ya da en azından yatırılmasının söz konusu edildiği bir ortamda sayın milletvekili aday adaylarından hayal projeleri değil bu hayati konuda ne düşündüklerini öğrenmek isterim.

Ben sayın milletvekili aday adaylarından demokrasimizin halini ve gidişatını ve kendilerinin demokrasinin en büyük tehdidi olan parti içi lider sultası hakkında neler düşündüğünü anlatmasını beklerdim. Mesela siyasi partiler yasası ve mesela seçim yasası ve yine ve mesela genel merkez kontenjanları hakkında neler düşündüğünü dinlemek isterdim.

Eğer vekilliğin ölçüsü iş alemi ve bürokrasideki başarıysa; ortalarda dolaşan sayın aday adaylarının çoğuna yıllarca sıra gelmez Ankara yolculuğunda, onca büyük işletme sahibi ve daha üst makam mensubu varken.

Ben seçilecek sayın vekillerin, proje müellifi ya da eş dostun iş takipçisi olmalarını değil, milletin vekili olmalarını isterim. Danışmanını ya da akrabasını istisnai kadrolar üzerinden memur yapmasını ya da hak etmiş onca insan dururken yandaşını ve yakınını torpille öne geçirmesini değil demokrasi, hak, hukuk ve sosyal adalet için gecesini gündüzüne katmasını ve olmaz ama, benim bildiğim iki istisnasında başka örneği yok ama, gerektiğinde ceylan derili koltuklardan kalkıp sine-i millete dönecek kadar kararlı olmasını beklerim.

İşin sözü ve sözün kısası: Ben milletvekillinden proje ya da iş takipçiliği değil hak, hukuk, demokrasi ve ahlak mücadelesi vermesini beklerim. Haksızlığa, hukuksuzluğa, yalana, talana karşı çıkmasını beklerim. Kısacası partisinin ya da çevresinin iş takipçisi değil milletin birliğinin ve dirliğinin yılmaz savaşçılığını beklerim.