İstanbul Sanayi Odası'nın geleneksel Türkiye'nin İlk 500 Sanayi Kuruluşu' listesine Samsun'dan beş firma girdi. Hepimiz sevindik, ben de sevindim ve üç gün önce de köşemden kendilerini kutladım.

Sevindim ama buruk bir sevinçti benimkisi. Bu kent daha fazla firmayı o listeye sokacak Allah vergisi bir potansiyele sahip. Emeğinin, sabrının, bilgisi, birikimi ve sermayesinin karşılığını hak ederek alan firmalar adına başarı olan sıralama ne yazık ki kent adına başarısızlıktır. Bir taraftan sevinirken diğer taraftan düşünmek zorundayız.

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası, yıllardır harika bir işe imza atıyor ve her yılın ilk üç ayı içinde bir önceki yılın oldukça detaylı 'iktisadi raporunu' yayınlıyor. İlgilenmesi gerekenler tarafından yeterince ilgi gördüğünü sanmadığım o raporlar yıllardır benim neredeyse başucu kitabım konumunda. Bu kenti yazacağım zaman mutlaka oradaki bilgilere müracaat ederim; devletin resmi bilgileri olduğu gibi alınmış ve çok kısa ama çok net tahlillerle birlikte verilmiş.

Samsun firmalarının İSO'nun İlk 500 ve İlk 1000 Firma araştırmasındaki son dokuz yılını gözden geçirdim. Çok fazla firmamız yok, hemen hemen aynı firmalar giriyor listelere. İlk beş son yıllarda tam bir istikrar kazanmış. Yeşilyurt Demir Çelik, Samsun Makine Sanayii, Ulusoy Un, Borsan Kablo ve Özyılmaz Fındık.

Ne yazık ki, bu listenin gediklisi Samsun Makine Sanayii artık bu kentte yok. Bu kentin insanlarının kurduğu, çalıştırdığı ve ülke genelinde önemli bir marka haline getirdiği Samsun Makine Sanayii bu kentten taşındı, o artık bir başka ilin adına listelere girecek. 'Pazara daha yakın olmak gibi anlaşılır bir ekonomik tercihin avantajlarını bu kent yasal ve ahlaki desteklerle karşılayamaz mıydı?' diye sormadan edemiyorum. Samsun Makine Sanayii aynı zamanda ciddi ve kaliteli bir istihdamdı. Bereket onun boşluğunu Borsan Grup'un Gebze'den satın alıp Samsun'a taşıdığı alüminyum tesisleri karşıladı da kent istihdam kaybını dengeledi.

Samsun Makine Sanayii'nin listedeki boşluğunu bu yıl Karaçuha Tarım Ürünleri doldurmuş. Burada bir noktaya dikkatleri çekmemiz gerekiyor. Son dokuz yılda Samsun'da İlk 1000 listesine giren firma sayısı 19; bunların dördü fındık ticareti ile uğraşan firma. Bunlardan biri yıllardır ilk 500'ün gediklisi, 2016 listesine giren beş firmadan ikisi fındıkçı. Bunu 'fındığın bu bölgenin ve bu kentin ekonomisi ve sosyal hayatındaki yerini' belirtmek için yazıyorum. Bir de fındığı sadece kuruyemiş büfelerinin vitrininde ya da viski bardağının yanında görenlerin 'fındık üretimini kısıtlama ve Samsun'daki fındık ağaçlarını söktürme' projelerinin yanlışlığını anlatmak için. Eğer Allah'ın bu coğrafyaya bu büyük lütfu olmasa ne o yamaçlarda toprak kalır ne de bu dar sahil şeridinde yaşayan insan bulunur. Unutmadan söyleyeyim; Ordu ve Trabzon'dan listeye girenler de ya fındıkçı ya da çaycı.

İlk beşte yer alıp da yukarılara doğru tırmanan beş firmadan ikisi de artık Samsun'dan daha çok Samsun ve hatta Türkiye dışında büyüyor. Yıllardır yeni firma katamıyoruz o listeye, tam tersine bazı firmalarımızı da kaybediyoruz. 'Sevinirken düşünmek' sözünden kastım da bu. İflas edenler de var bunların içinde, bu kenti terk edenler de var. Ama bir de birikimi itibariyle müthiş bir patlama yapmaya hazır ve üstelik de orta yüksek teknolojiye sahip olanlar da var. Bunların yapacağı sıçrama kendilerinden çok bu kent için önemli.

Bu kentin halihazır durumu ne Allah vergisi potansiyeline uygun ne de geleceğe yeterince umut taşıyor. Bu konuya zaman zaman döneceğim kısmet olursa.