Tehlike, gördüğümüzden ve hatta sandığımızdan çok daha büyük! Ya bugünlerde “dur” diyeceğiz ya da ve belki de ve maalesef bir süre sonra bir daha dur deme gücümüzü de şansımızı da kaybedeceğiz. Coğrafyamızın bir bölümü “Türksüzleştiriliyor” kalan bölümü de kendi ana kütlesinden, anavatandan kopartılıyor. Birinci Dünya Savaşının galibi İngilizler Büyük Türk Dünyasıyla aramıza derinliği zaman zaman yirmi kilometreye düşen zaman zaman da kırk kilometreye kadar çıkan bir “Ermeni Seti” inşa etmişlerdi. Soğuk Savaş’ın galibi ABD’liler ise kendi hesaplarına, Büyük İsrail’in yararına ve içerideki işbirlikçilerinin hayallerine göre kimi yerde 2-300 kilometreye kadar daralan kimi yerde bin kilometreye kadar genişleyen bir “Kürt Seti!” inşasına çalışıyorlar.

Haritayla başımız hoş değil. Geçmiş zamanlarda atımız yüğrük, bileğimiz güçlü ve kılıcımız keskinken haritaya bakacak zamanımız yoktu. Kızılelma’nın peşinde güneşi adım adım takip ediyor ve dünya haritasını akşamdan sabaha biz değiştiriyorduk. Bakmamıza gerek de yoktu. Şimdi ise dünyanın yeni efendisi ABD değiştiriyor haritaları. Değiştirmek istedikleri ve eğer biz aklımızı başımıza toplamaz, kısır parti çekişmelerini, sen ben kavgalarını bir tarafa bırakıp Milli Mücadele ruhu ile yeniden bir araya gelmezsek mutlaka değiştirecekleri en önemli harita da bizim haritamız olacaktır. Büyük Ortadoğu Projesi yürüyor, Fas’tan Endonezya’ya 22 İslam ülkesinin ya rejimleri ya haritaları ya da ikisi birden değişiyor. Değişiklik sırası maalesef bize geldi.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra çizilen harita Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğünü ve dolayısıyla Büyük Türk Dünyası’nı bizden ayırmıştı. Bağrımıza bir bıçak gibi saplanan Ermenistan anayurdumuzdaki kardeşlerimizle doğrudan kucaklamamıza, siyasi, ekonomik ve kültürel bağlar kurmamıza hep engel olmuştu. Ermenistan’ın bu kucaklaşmayı ve kaynaşmayı uzun süre durduramayacağının anlaşılması üzerine(Çünkü İran’ın kuzey batısı da Güney Azerbaycan’dır ve orada kuzeydekinin en az üç misli Türk yaşamaktadır ve Ermeni seti oraya kadar uzanmamaktadır) devreye hızla Büyük Kürdistan planı sokulmuştur. Kuzeyden güneye Anadolu’nun doğusunu Türkiye’den ayıracak bu planla Büyük Türk Dünyası ile Batı Türklüğünün arasına aşılması çok zor ve hatta imkansız bir engel konulacaktır.

Büyük Kürdistan için doğu ve güney doğudaki Türkmenler, Zazalar, Araplar, Çerkesler, Süryaniler, Keldaniler ve diğer gayrı Kürt unsurlar ya bölgeyi terke ya da kimlikleri inkara, başka bir ifadeyle asimilasyona zorlanıyorlar. Coğrafyayı Türksüzleştirme çalışmaları Kuzey Irak’ta da bütün yoğunluğuyla sürüyor. Son bir ay içinde IŞİD katillerinin kanlı saldırıları sonunda Tuzhurmatu ve Telafer civarından en az 400 bin Türkmen ya daha doğudaki Kürt ya da daha güneydeki Arap bölgelerine göç etmek zorunda kalmıştır.

Bizim sınırlarımızın hemen güneyinden başlayıp Irak ın kuzeyinden itibaren Telafer, Musul, Erbil, Altunköprü, Kerkük, Kifri, Kara Tepe, Hanekin, Mendeli ve Bağdat ın güney doğusunda bulunan Bedre ye kadar uzanan bir şeride “Türkmeneli” denir ve en az iki buçuk milyon Türkmen’in yaşadığı bu şerit Suriye ile Kuzey Irak Kürt Bölgesini birbirinden ayırır. Şimdi Rojova dedikleri sözde Suriye Kürdistan’ı ile Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nin birleşmesi ve hayal edilen Büyük Kürdistan’ın kurulması ise Türkmenelinin Türksüzleştirilmesi operasyonları yapılmaktadır. Kobane diyince ayağa kalkanların Telafer’de, Tızhumatu’unda, Kerkük’te işlenen Türkmen/Türk katliamına seyirci kalması oldukça düşündürücüdür.

Bölünmeye ve Türk Dünyası’ndan kopmaya sürükleniyoruz. Bu coğrafyada küçülerek ve yalnızlaşarak ayakta kalmak mümkün değildir. Gaflet ve dalalet ihanet değildir ama sonuçları en az ihanetin sonuçları kadar vahim olabiliyor. Tarihin sayfaları gaflet sonucu yok olmuş milletlerin hazin öyküleriyle doludur.