Kim, "Terörle yaşamaya alışmak zorundayız" diyorsa, buna hep birlikte itiraz ediyoruz. Bunu kimse kabul etmiyor. Madem ki biz Türkiye'yiz, büyük bir devletiz, büyük bir milletiz; böyle bir devletin vatandaşları terörle yaşamayı asla kabul etmez. Ülkemizde yaşanan terör olayları hayatımızı altüst edebilir, terör canımızdan can alabilir. Elbette terörden hepimiz çekiniyoruz, tedirgin de oluyoruz. Çünkü biz insanız, insan olan terörden çekinir, tedirgin de olur. Ama bu yüzden terörle yaşamaya alışmak zorunda değiliz.

Teröre karşı yapmamız gereken tek şey, tek yürek olmaktır. Tek yürek olursak, vicdansız terör içimizde yaşayamaz, içimizde barınamaz. Vicdanlı olan, ülkede barış isteyen; ne canlı bomba olur, ne canlı bomba patlatır ne de canlı bombanın cenazesine sahip çıkar. Her gün şehit cenazesi kaldırdığımız terör günlerinde hayattan koparılan o masum insanların hesabını soramazsak, teröre taviz veririz, teröre yataklık ederiz. Bunun için diyorum ki, herkes durduğu yeri, duracağı yeri hesaplamak zorundadır. Güneydoğu'da bölücü terör örgütü tarafından kazılan hendekler, kurulan barikatlar ve bombalı düzenekler kimin faydasına olmuştur. O hendek ve o hain barikatlar yüzünden evini, işini, okulunu terk ederek başka yerlere göç etmek zorunda bırakılan halk kimdir? Eğer terörle yaşamaya alışmak isteselerdi ,evlerini terk ederek göç ederler miydi?Kimse terörle yaşamak istemiyor. Herkesin derdi insan gibi insanca yaşamak.Terörün egemen olduğu o bölgelerde, insanca yaşamak hiç kimse için kolay değil. Teröristlerin tehdidi teröre kul köle yapmış o masum insanları. Barış istiyoruz, diyen sözde barış çığırtkanları, bölge insanının ensesine dayanan teröristlerin silahlarını görmezden gelmeye devam ederken, masum insanlar hayattan koparılıyor. İkiyüzlülüklere teslim edilen barış çiçekleri tek tek soluyor. Kim ne derse desin, kim hangi tuzağı kurarsa kursun, kim hangi oyunun içinde olursa olsun, terörle yaşamaya alışmak istemiyoruz. Ama bir süredir bu ülkede ciddi bir terör tehdidi yaşanıyor. Sadece asker ve polisler değil, tüm sivil halkımızda hain terörün hedefi olmaya devam ediyor. Canlı bombalar masum insanların arasında kendisini patlatıyor. Ocaklar sönüyor, hayatlar kararıyor. Yarın nerede nasıl patlayacağı bilinmeyen bir canlı bombadan vicdanlı olmasını beklemek saflığına düşmeden uyanık olmak zorundayız. Teröre verecek ne canımız ne malımız ne de bir karış toprağımız var. Kimse boş hayallerle bu güzel ülkede kaos yaratmaya, terör imparatorluğu kurmaya kalkışmasın. Şüphesiz bunları yapanlar karşılarında tek yürek bir millet gördüklerinde yok olup gideceklerdir. İşte bunun için tek yürek, tek yumruk olmaya mecburuz.

Bu ülke, bu millet geçmişte çok badireler atlattı. Ama hiçbir zaman kendisine tuzak kuranlara yem olmadı. Yenildi dediklerinde küllerinden doğdu. Terörle ne bu devleti ne de bu milleti yenmek mümkündür. Hangi kalleş, hangi çılgınlığı yaparsa yapsın, terörle yaşamaya alışmak istemiyoruz. Biliyorum terör bunu istiyor. Şüphem yok ki o kalleş terör artık karşısında tek yürek olmuş bir devletle bir milletle baş edilemeyeceğini anlayıp eninde sonunda diz çökecektir. Büyük bir sınavdan geçiyoruz…