n
n n Ruh hali bozuk
n n birtakım insanların
n n iftira ve yalan
n n kurgularıyla
n n topluma verdiği
n n hasar, kolay tamir edilecek gibi
n n değil...
n n Sokaklar,
n n birbirine kin ve nefret
n n duyan insanlarla dolu...
n n Sevgiyi ve saygıyı
n n öne çıkaracak,
n n hamlelere ihtiyaç var...
n n Kim ne yanlış yapıyorsa,
n n bumerang gibi kendisine
n n dönecektir...
n n Anıl Ege nin
n n Tıraş Hasan
n n öyküsüyle başbaşa bırakayım sizleri...
n n
n n
n n
n n * * *
n n 60 lı yıllara merdiven dayayan
n n Tıraş Hasan ın geçmişini
n n bilmeyenler, lakabından
n n dolayı onun eski bir
n n berber olduğunu
n n sanıyordu...
n n Hasan, her yaptığı işte başarısız olmuş
n n hayalleriyle yaşayan biriydi ama
n n onun yaptığı yemekleri ünlü
n n aşçılar bile yapamazdı. Babası onu inşaatlarında
n n sigortalı göstermeseydi, emekli bile olamayacaktı...
n n Arasta esnafı; her pazar sabahı,
n n birlikte kahvaltı yapmayı
n n gelenek haline getirmişti. Tıraş Hasan,
n n onlara Kuymak yapma sözünü vermişti...
n n Kahveci Recep, mükellef bir sofra hazırlamış,
n n Tıraş Hasan da çay ocağının üstünde
n n kuymak yapmakla meşguldü. Hasan ın
n n elinden çok ağzı çalışırdı.
n n Her zaman inşaatçılıkta
n n en iyisi olduğunu;
n n marketçilikte
n n çığır açtığını,
n n kırtasiyecilikte
n n en kaliteli ürünü kendi
n n sattığını anlatırdı.
n n Ama nedense
n n o gün ağzını hiç bıçak açmadı.
n n Esnaf arkadaşları,
n n onun bu hikayelerini
n n yüzlerce kere
n n duymuşlardı.
n n Tıraş Hasan ın
n n anlattıkları,
n n en çok kahveci Recep in
n n hoşuna giderdi. Ne olduysa,
n n bütün saflığıyla Hamam işinde nasıl battın Hasan, onu da anlatsana?
n n dedi. Hasan duymamazlığa geldi. Camcı Cemal, ısrar etti. Hasan suspustu.
n n Hasan ın son işi hamamcılıktı. Keseciler yevmiyeyi az bulunca onu terk etmişti. Hasan, sık hamama gittiğinden kese yapmayı biliyordu ve iş başa düşmüştü.
n n Tıraş Hasan ın bir huyu vardı. Hamamdan kim çıkıyorsa,
n n arkasından küfrü basıyordu. O gün de tanımadığı
n n birini keselerken, sohbete başlamıştı. Adam, göbek taşında yatarken; Tıraş Hasan ın herkesin arkasından kulp takıp küfür ettiğini duymuştu.
n n Sıra yabancı adamdaydı. Hasan hem keseliyor hem de sohbet ediyordu.
n n Hasan ın işi bitmişti. Adamın sırtına tamam dercesine vurdu. Adam kalkmadı. Hasan, Sıhhatler olsun dedi. Adam yine kımıldamadı.
n n Abi tamam dedi Hasan. Adam, Sen çık da öyle
n n karşılığını verdi. Ne demekti şimdi bu? Hasan bir terslik olduğunu anlamıştı ama çözemedi.
n n Yabancı adam, güçlü kuvvetliydi ve onu tuttuğu gibi hamamdan
n n salona attı. Sonra da kapıyı kapattı. İçeriden
n n küfür sesleri geliyordu. Tıraş Hasan da ne ana ne avrat kalmıştı.
n n Adam havluya sarılmış olarak
n n salona geldiğinde, Tıraş Hasan ı evire çevire dövdü. Hasan, şikayetçi de olmadı. Yüzü gözü mosmordu. Eve geldiğinde;
n n dayak yediğini söyledi. Eşi ve çocukları da inanmadı. Ayağı kaydı
n n düştü de kendine yediremiyor sandılar. Çünkü Hasan, kendini her işte başarılı sayan biriydi. Hamamda düşer miydi?..
n n Tıraş Hasan, ilk kez doğru söylemiş ne ailesi ne de esnaf arkadaşları ona inanmıştı.
n n Kuymak hazırdı. Servisi kendi elleriyle
n n yaparken, hamam işini soran
n n arkadaşlarına dönüp, Doğruyu anlattım inanmadınız dedi. Adamın
n n lakabı tıraş olunca, ben de inanmam ...
n n Arkadaşları, Tıraş Hasan ı bu haliyle seviyorlardı. Çünkü, Tıraş Hasan, ruhen hastaydı...
n n * * *
n n
n n Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...
n n
n n
n n
n n
n n
n