Taraflara dikkat edin, fark edeceksiniz; Türkiye’ye düşmanlığını göstermiş bütün odakların Türkiye’deki adamları, Türkiye’deki odakları bellidir. PKK ile Kürdistan hayali, Ermeni Soykırım Yalanı ile Ermeni ideali için çeşitli etkinlikler adı altında birleşenler hep aynı odaklar, hep aynı taraftaki insanlardır.

Hiç kuşkunuz olmasın aynı odak ve toplulukları sıradaki Pontus soykırım yalanı ile Pontus idealine hizmette de göreceğiz. Pek yakın zamanda yeni sorunumuzda da sahne alacaklarından emin olun. Eski ama tazelenmiş yeni bir hançer, “Pontus Soykırımı” yalanı. Çok daha ciddi ve derin yapılı olarak ha patladı ha patlayacak. Onun için meseleyi en baştan ele alarak başlarsak sanırım yerinde olacaktır.
Malumunuz olduğu üzere Pontus, deniz anlamına gelir. Hamit Pehlivanlı Hoca, eski çağda Greklerin Karadeniz’e “Deniz” manasında “Pontus” dediklerini, Karadeniz’in güney sahillerine de aynı ismi verdiklerini ve bölge sakinlerine de Pontuslu denildiğini nakleder.
İlk Pontus Krallığı M.Ö. 301 yılında Pers Satrapı’nın oğlu Mithridates I tarafından “Pontus Krallığı” olarak kurulmuş, son kralları Mithridates VI Evpator zamanında devletin sınırları en geniş seviyesine ulaşmıştır. Kralın yayılmacı siyaseti sonucu Ege adalarına hatta Yunanistan’a kadar geçmesi, Roma ile Pontus Devleti’ni karşı karşıya getirmiş. General Pompey komutasındaki Roma orduları M.Ö. 66’da Pontus ordusunu bozguna uğratarak, bu devlete son vermiştir. Pontus toprakları paylaştırılarak krallık tamamen ortadan kaldırılmıştır. (M.S. 64 veya 63)
Pehlivanlı Hoca devamla tarihî Pontus Devleti’nin mirasına sahip çıkmak isteyen ve 19. yy sonlarından itibaren yeniden diriltilmeye çalışılan Pontus Devleti’nin veya Pontusluların bugünkü iddia sahipleriyle alakasını sorgular. Pontusluların, Yunanlıların iddia ettiği gibi Yunanlılıkla, Helenlikle ilgisi var mıydı? Varsa ne derecedir? Bu soruların cevabını Stefanos Yerasimos’tan nakleder. “… bunların büyük bölümü Ortodoks Hristiyan idiler, yani Ermeni değildiler. Ama o dönemde Ortodoksların Yunanlı olduklarını söylemek güçtür… Bu Ortodoks Hristiyan nüfus kilise ile yeni burjuvazinin birlikte yürüttükleri çabaların etkisi altına girecek ve kökeni ne olursa olsun Anadolu’da yaşayan Türkçe ya da Rumca konuşan bütün Ortodoks Hristiyanlar gibi Yunan ulusuna ait olma duygusunu benimsemeye başlayacaktır.”
Hayali her zaman yaşatılan Pontusculuk, Osmanlı İmparatorluğu nun hızla çöktüğü yıllarda bünyesindeki çeşitli Hristiyan azınlıklar gibi, Karadeniz Bölgesi’ndeki Rumlar da Pontus Devleti ni yeniden kurma çalışmaları olarak harekete geçer.
Merzifon daki Amerikan Koleji öğretim ve idare kurulunun çalışmalarıyla 1904 te Pontus Derneği kurulur. Çalışmalarını artırarak kısa zamanda Anadolu da yaygın bir örgüt haline gelir. Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti adıyla, terörü öne alan ikinci bir dernek daha kurulur.
1920 yılında Pontus çetelerinin tehlikesi karşısında merkez ordusu kurulduktan sonra, koleje yapılan bir baskında, Pontus haritaları ve buranın Yunanistan a katılmasına ait çeşitli kitaplar ele geçirilir. Durum, kolejin Amerikalı yöneticisi White ın yazdığı bir mektubun ele geçmesiyle açıkça anlaşılır. Mektupta Müslümanlık, Türklerin liderliğinde, Hristiyanlığın en büyük düşmanı olarak gösteriliyor ve Türkiye nin parçalanmasının amaçlandığı ortaya çıkıyordu. Bastırdıkları haritalarda, merkezi Samsun olmak üzere Batum dan İnebolu ya ve Kastamonu, Çankırı, Yozgat, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Gümüşhane ve Erzincan ı içine alan topraklar üzerinde Pontus Devleti kurmak istedikleri açıkça ortadaydı. Yunan Megalo İdea sının genişliği ve Anadolu için ifade ettiği tehlike açıkça ortadaydı, bir yandan Ege Bölgesi ni, diğer yandan Doğu Karadeniz i ele geçirmeye çalışıyordu.
1921-1922 yılları arasında 1 milyon 200 bin kadar Rumun mübadele kapsamına alınarak Yunanistan’a gönderilmesini ‘sözde soykırım’ olarak nitelendiren Yunanistan, geçtiğimiz yıllarda Selanik’te açtığı sözde Pontus Soykırım Anıtı’nı inşa etti ve hiç boş durmadı. Son 30 yıldır dünyanın her tarafında sözde Pontus ideolojisini güçlendirmeye çalışan Yunanistan, bu ideolojiyi yaymak ve güçlendirmek amacıyla bugüne kadar 179 adet dernek ve vakıf kurulmasını sağladı. Yunanistan istihbarat kuruluşu ve diğer güvenlik bölümleri dünyanın belli başlı ülkelerinde kurdurulan Pontus dernek ve vakıflarının sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. Halen Yunanistan’da toplam 102 Pontus ideolojisi üzerine dernek ve vakıf bulunurken, bu sayı Almanya’da 31, ABD’de 27, Kanada’da 11, Avustralya’da 3, Gürcistan’da 2, İsviçre, İsveç ve Yeni Zelanda’da 1’er dernek ve vakıf tespit edilmiştir. 1916-1923 tarihleri arasında Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan 700 bin Rum’un 350 bininin Türkler tarafından öldürüldüğü ve göçe zorlandığı iddiası ile Yunanistan Parlamentosu 24 Şubat 1999 tarihinde almış olduğu bir kararla 19 Mayıs tarihini “Soykırımı Anma Günü” olarak kabul etmiş ve birçok ülke parlamentosunda girişmelerde bulunmuştur. Birkaç yıl öncede bu girişimleri sonuç vermiş ve Avustralya’nın altı eyaletinden biri olan Güney Avustralya Parlamentosu’nun hem alt hem de üst kanatlarından ayrı ayrı geçen kararda, Türkiye 1915-1923 yılları arasında sadece “Ermeni soykırımı” yapmakla suçlanmamış, ayrıca, “Pontus, Süryani ve Küçük Asya’daki diğer azınlıklarla” ilgili tüm yaşananlar, çatışmalar, ölümler, hepsi “soykırım” olarak ilan edilivermiştir. Brüksel ve Paris de sıradadır.
Güzel günlere uyanın…
Sağlıcakla kalın efendim.