Dinden-imandan söz edenler var ya!

Dinimize en büyük darbeyi vuruyor.

Söylemleriyle.

İzledikleri yollarla.

Bunlar militan…

Dinini gereği gibi yaşamak isteyenlere yazık ediliyor.

Köhnemiş beyinler.

Din düşmanları.

Sözde dindar geçinip ülkelerinde ahkam keserken, toplumun hassasiyetlerini kullanıyor.

Tüm İslam ülkelerinde bu böyle.

Bu nedenle olsa gerek, hiçbir İslam ülkesinde huzur yok.

Herkes birbirine düşman.

Birbirini katlediyor.

Dinimizi kullananlardan uzaklaşma adına ülkesini terk edenler milyonları aştı.

İşin acı yanı, canları pahasına da olsa laik ülkelere kaçışıyorlar.

Laiklik kurtuluş görülüyor.

Bunu o kaçışanlar kadar fark edemeyen Meclis Başkanı'na sahipsek, bir değil bin kez düşünmemiz gerek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın sözüne katılmıyor.

Eyvallah.

O söz öyle katılmamakla geçiştirilebilecek kadar hafif değil.

Dosyası hayli kabarık olan İsmail Kahraman'ın bu ilk saçmalığı değil.

Geçmişte çok var.

Bile bile mi Meclis Başkanlığı'na getirildi?

Getirildiyse vahim.

Vahim olduğu kadar katılmama açıklamaları gerçeği yansıtmaz.

İsmail Kahraman tek kelime ile bir çuval inciri berbat etti.

Özür yetersiz kalır.

O halde toplumdaki gerginliği gidermenin tek yolu istifasıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, kendisinden istifa istemeleri gerekir.

Ancak o zaman söylemlerin samimiyetine bu toplum inanabilir.

Aksi taktirde bir senaryo olarak sürekli önümüze çıkacak.

Yazarı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Başbakan Ahmet Davutoğlu gösterilecektir.

Türkiye laiktir, laik kalacak.

Herkes dininde hür olacak.

Dinin gerekleri yerine getirilebilirse, hepimiz kazanırız.

Getirilmezse sadece bizlere değil, dinimize de yazık edilir.

Haberiniz ola.