Karakter ve mizacımıza göre hepimiz farklı bir şekilde yaratılmışız. Bu durum bizim hayatı ve olayları anlama, değerlendirme ve çözüm yolları sunma konusunda da kendini gösterir. Kimimiz zorluklar karşısında hemen teslim olur kimimiz de sonuna kadar direniriz.
Psikoloji kitaplarında yazar; hani iki fare bir yoğurt kabına düşmüş biri ;ben bir şey yapamam demiş kendini salmış boğulmuş, diğeri ise mücadelesini sürdürmüş, yoğurt kabında yağdan bir adacık oluşmuş, atlamış üstüne kendini dışarı atmış.
Her türlü başarıda çalışmak, çabalamak teslim olmamak vardır. Yoksa çalışmadan, mücadele etmeden hiçbir başarı kendiliğinden gelmiyor.İnsanın ve toplumların elde ettiği bütün başarılar iyilikten ve güzellikten yana bir çizgi izlemektedir.Yıkmak,yok etmek için uzun yıllar gerekmiyor. Oysa yapmak ,geleceği inşa etmek bütün toplumlar için hiç de kolay değil: uzun yıllar ve çok büyük emek istiyor.
Broadway'de bir yapımcı olan Marty Richards , yaşamdaki kalıcı değerler üzerine şunları söylüyor:" Ne sahip olduğunuz eşyalar, aldığımız ödüller ne de parlak ışıklarla yazılan...Bunların tümü bir anda sönebilir, yok olabilir. Önemli olan ve bizden sonra kalacak olan yaşamımız süresince kimi kişilerin yaşamlarına renk katabilmek ,onları biraz daha mutlu edebilmek ve ...Dünyanın daha yaşanılabilir bir duruma gelebilmesi için verdiğimiz uğraşların sonsuza dek sürecek anısıdır."
Gecesini gündüzüne katarak hiç durmadan insanlık ideali için çalışan azimli insanlar sayesinde toplumlar ilerliyor. Sonuç olarak ne yaparsak yapalım amacımız insan yaşatmak olmalıdır. Bu ise merhamet dolu yüreklerle mümkündür. Kendi medeniyetimiz ve kültürümüzde bu yürekleri yetiştirecek iklim fazlasıyla mevcuttur.
Ömer PAMUK