Şüphesiz devletlerin resmi dili, bürokrasisi; tek bir dil üzerinden kıymetli sonuçlar verir.

Çok dilli

Çok lehçeli bir kültürü

Orkestra şefi gibi yönetecek olan da bu dildir.

Osmanlı, Osmanlıcayla çözümledi, İngiltere İngilizceyle, Sovyet Rusya'da SSCB de yani Rusçayla. Ha keza Çin, ABD vb…

Çok dilli çok kültürlü ama tek bir orkestra…

Uyum…

Uyumsuzluğu ise içeren iki ana faktör vardır. Birincisi çok dilli 'Resmi Dil Talebi' diğeri de; çeşitli şekillerde maruz kaldığımız kültür emperyalizmi beraberinde bağnaz propaganda kültürü.

İster Belçika ister hangi ülke örnek gösterilirse gösterilsin, ne siyaset sosyolojimiz ne kültürel tepkimelerimiz ne de coğrafyamız buna müsaittir. Çok dilli bir bürokrasi, bu coğrafyada fiili fiziki ayrılma içerir. Bu coğrafyada yaşayan hiç kimsenin arzu etmeyeceği sonuçlar doğurur. Yugoslavya ve Tito dediğimde mesele herhalde net anlaşılacaktır.

Bizim gibi sosyolojisi propagandaya çok fazla açık olan toplumlar neyin etkisinde kalıyorsa o yönde bir tepki veriyor. Mesela; yabancı dillerde yazılmış işyerlerinin tabelaları. Bu yönde hassasiyet gösterenler, her ne kadar İngilizce vb. dillere ait tabelalara tepkilerini çok önceden koymuş olsalar da kabul görmemiş bir 'Arap ' teması; yabancı tabelalara fiili saldırıya dönüşebiliyor.

Siz hiç İngilizce bir tabelanın

Ya da Fransızca İtalyanca bir tabelanın

Yabancı Dilde Tabelaya Hayır Kampanyası adına da olsa fiili müdahaleye tabi olduğunu gördünüz mü?

Göremezsiniz çünkü o diller,

Bu toplumun

Kompleks alanı

Emperyalizmin sevimli evlatlarıdır.

İngilizce, Fransızca, İtalyanca

Hatta Çince yazsanız

Sınıf atlarsınız;

Arapça olunca bir düşüş akla gelir.

Farklı ve sinsi bir düşmanlık tezahür eder.

Mesela bir siyasetçimiz, sanatçımız ya da çok tanınan başka bir ünlümüz, İngilizce şarkı söylese ya da İtalyanca 'Portofino' söylese hayranlık uyandırır ama Arapça Kürtçe söylese soğuk duş etkisi yapar. Hatta ve hatta Uygur Lehçesinde ya da Kazakça söylese bile…

Niye?

Anadolu'yu Fransızlar, İtalyanlar, İngilizler değil de Araplar mı, Kürtler mi işgal etmişti?

Kendi coğrafyasına

Kendi insanına

Kendi kültürüne bu yabancılık…

Sadece emperyalizme açılmış en büyük kapı olarak göremeyiz; bu düpedüz emperyalizm çeşitli enstrümanlarla bu topluma zerk ettiği kültürel bir miras olarak değerlendirilmesi gerekir.

Öyle bir miras ki,

İstediğin zaman sağ-sol

İstediğin zaman Alev-Sünni

İstediğin zaman Türk- Kürt –Arap

Ayrımı yaparak kardeşi kardeşe düşman edebilsin.

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın efendim.