Eskiler, "Eylül"e
"Erkek" ayı derdi...
Üretici, fındığını satıp
parayı cebine koyduğunda;
sokakta başı dik
gezerdi...
Evlenecek çocuğunu
bu ayda evlendirir,
evinin ihtiyaçlarını
yine bu ayda
tamamlardı...
Çocuğunun okul ihtiyaçlarını
karşılarken,
ailece konfeksiyondan
giyinirlerdi...
Sadece üretici değil,
esnaf için de
"eylül" ayı
bayramdı...
Nerede şimdi o eski
günler?..
Üretici, borcu
nedeniyle
sokağa çıkamıyor
esnaf da
siftah yapamıyor...
Çünkü fındık parası
piyasaya girmedi...
Üretici, 8 lira 50 kuruşa
fındığını satıyorsa,
bu durum
mecburiyetten...
Okullar açılıyor. Eylül ayına
sarkıtılan
ödemeler var. İhtiyaçların karşılanacak olması da
cabası...
TMO'nun kilosu 10 liradan
fındık alacağını
açıklamasına rağmen
piyasada ürünün
8.5 lira ile
9.25 lira arasında işlem görmesinin
nedeni,
peşin ödeme
yapılmamasından kaynaklanıyor...
Paraya sıkışan
üretici de fındığını
tüccara satmak zorunda kalıyor...
Fındığı, ucuza
kapatmak
isteyen
alivreciler de
zaten böyle olmasını istiyordu...
Avrupalının parasıyla
piyasada direnç göstererek,
sabırla fiyatın daha da
düşmesini
bekliyorlar. İlişkili oldukları
firmalardan,
acil ihtiyaç kadar
fındık alınıyor...
Avrupalı en büyük
alıcı da tezgahını
Türkiye'de açmış durumda. Onlar,
işini 5 kuruş vermeden
emanet fındıkla
görüyor zaten...
Bu gidiş iyi değil!..
TMO ve Fiskobirlik,
peşin ödeme yapmadığı
taktirde; bölgede üreticinin yanı sıra
küçük esnaf da
domino etkisiyle yıkılacak!..
Torununa bakan nineden
işsiz kalanlara
kadar neredeyse herkesi
maaşa bağlayan
devlet;
Türkiye'nin tarımsal ürün ihracının
lokomotifi ve 8 milyon insanın
geçim kaynağı olan
fındık üreticisine
sahip çıkmak zorundadır...
Çünkü, Karadeniz'de fındık sadece para değil,
hayatın ta kendisidir...