Aydınlık Gazetesi'nin ilginç iddiası, ciddi ve inanılır bulunmasaydı, Oda TV bu habere yer vermezdi...
Çünkü, Aydınlık ile Oda TV arasında zaman zaman büyük sürtüşmeler yaşanmıştı...
Dün gündemi belirleyen iddia şöyleydi: "Gülen, Türkiye imamı aracılığı ile verdiği talimatta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağ yakalanmasını istedi. Yakalandıktan sonra ellerinin arkadan kelepçelenmesi ve diz çöktürülerek fotoğrafının çekilmesi talimatını verdi. Erdoğan'ın bu durumdayken kendisiyle konuşturulmasını ve bu görüntülerin de kaydedilmesini istedi."
Haberde, Fethullah Gülen'in Erdoğan'la ilgili talimatının CIA'nın 'itibarsızlaştırma' taktiklerini andırdığı ve Irak'ta ABD askerlerinin Saddam Hüseyin'in yakalanmasını dünyaya duyurdukları fotoğraflara dikkat çekildi. Saddam'ın pejmürde, saç sakal birbirine karışmış yer altında deliklerde sürünen bir fotoğrafının dünya medyasına servis edildiği, Fethullah Gülen'in de aynı taktiği Erdoğan için uygulamayı planladığı, ancak başaramadığı kaydedildi...
Amerika; süreç içinde FETÖ'nün arkasında olduğunu gizleme gereği bile duymadı. Almanya başta olmak üzere birçok AB ülkesi de...
15 Temmuz kahpe darbe girişimi meydanlarda kazanıldı ama şu anda ABD ve AB medyası üzerinden ikinci hamleler gerçekleştiriliyor...
Öyle iddialar ortaya atılıyor ki, insanlar doğru bildikleri şeylerde bile bu haberler karşısında karamsarlığa düşürülüyor...
Tıpkı FETÖ'nün bir zamanlar yaptığı "itibarsızlaştırma" operasyonlarının benzeri gibi...
Emperyalistler, karıştıracakları ülkelere tankından tüfeğinden önce medyasıyla giriyor. Medya o ülkede bir iç karışıklık çıkardıktan sonra, sıra ABD uçaklarına düşüyor...
İkiz Kuleler'i bahane edip, Müslümanların terörist olduğu algısıyla birçok ülkeye çökmediler mi?..
İran'da öğrencileri ayaklandırmak için uydu kanallarından yayın yapan onlar değil miydi?..
Saddam'ı dünya kamuoyunun önünde "tehlikeli lider 'gösterip, tüm araştırmalara rağmen bulunamayan nükleer silah yaygarasıyla devirmediler mi?..
Suriye'de, Mısır'da ve Libya'da da ABD ve AB medyasının etkisini kim inkar edebilir?..
Elbette bu salvolara karşı durmak imkansız değil...
İktidar, uygulamalarında adil olur ve herkesi kucaklayan bir dil kullanırsa; alayı havasını alır...
Mesela, Samsun'da ByLock kullanan bir öğretmen 7.5 yıl hapis cezasına çarptırılırken, AK Partili siyasilerin aynı uygulamayı indiren yakınlarına gösterilen "tolerans" toplumda "adil" bir davranış olarak görünmüyor...
Böylesine uygulamalar FETÖ'cülerin yargılanması sırasında, korkunç itiraflarına rağmen 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle ilgili kafa karışıklıklarına neden oluyor...
Bu algının oluşmasına yönelik uygulamalar; ABD ve AB medyasına malzeme verdiği gibi FETÖ'cülerin de maharetli olduğu dezenformasyona katkı sağlıyor...
Türkiye'nin çıkmaz sokaklara sürüklenmesini isteyen içerideki ve dışarıdaki düşmanlara fırsat verilirse, onların "Pireyi deve yapmaları"na öfkelenmek yerine kendimizi sorgulayıp, yanlışın kaynağını bulmak gerekiyor...
Öyle ya...
Kış kışlığını, puşt da puştluğunu yapacaktır...