İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediye başkanlarının istifalarıyla ilgili eleştirilere TBMM kürsüsünden cevap verirken, şöyle dedi: "Yolsuzluk yapan kim olursa olsun, kanuna aykırı davranan her kim varsa, belediye başkanıdır, x'tir, y'dir, z'dir, yetkimiz dahilinde gözünün yaşına bakmayız. Bu saatten sonra muhalefet belediyeleri de iktidar belediyeleri de nasıl gözünün yaşına bakmayacağımızı görecekler."
Soylu'nun "Bu saatten sonra" ifadesi; verilen bir kararla ilgili geri dönülmez durumu anlatıyor...
Peki; neden "bu saatten önce" yapılmadı da "bu saatten sonra" olacak?..
"Metal yorgunluğu" gerekçesiyle birçok belediye başkanı ile il ve ilçe teşkilatının istifası isteniyor...
Adları kamuoyuna yansıyan belediye başkanları tek tek istifa ederken, bazıları da bu talep karşısında direnç gösteriyor...
Soylu'nun bu saatten sonra ifadesinin altında yatan anlam, işte bu noktada anlaşılır hale geliyor...
İçişleri Bakanı Soylu, o direnen belediye başkanlarına, bakanlıkta bekleyen Cumhuriyet başsavcılıklarının soruşturma izin taleplerini hatırlatmak istiyor...
Çünkü yasaya göre, büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında Cumhuriyet başsavcılıkları soruşturma açabilme iznini İçişleri Bakanı'ndan alıyor...
Uzatmayalım!..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, açıkça demek istiyor ki: "Elleri kelepçeli mi gitmek istersin, yoksa elini kolunu sallayarak mı?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı, "İstifa etmezlerse gereği yapılacak" açıklaması da bunu doğruluyor zaten...
Ancak, meseleye parti boyutundan bakıldığında, tüm bu gelişmeler doğal karşılanabilir ama direnenler açısından kamuoyunda farklı bir durum ortaya çıkar...
O zaman da "Yolsuzluk ya da kanuna aykırı davrandığı iddiasıyla haklarında soruşturma açılmayan ve şimdi ise istifa etmemek için direnen belediye başkanlarına, bu saate kadar neden izin verilmedi" diye sorulmaz mı?..
Herkes merak içinde...
Bakalım, "Bu saatten sonra" ne olacak?..