"Siz dakikalarla ilgilenin, saatler kendi başlarının çaresine bakarlar."

En kıymetli hazine zamandır. Genellikle zamanın önemini pek algılayamıyoruz. Birey olarak karşılıklı konuşmalarda bu bilinç olsa da uygulamada pek önemsenmiyor. Önemli işi olanlar, bir şeyler yapan ve başaran insanlar için zaman çok kıymetlidir.

İngiliz Başbakanı Winston Churchill, 2. Dünya Savaşında ülkesini yenilmekten son anda kurtarmıştı. Savaşın şiddetini arttırdığı günlerde gazeteciler sordu:

"Omuzlarınızdaki ağır mesuliyet sizi üzmüyor mu?" Churchill'in cevabı oldukça ilginçti: "Üzülmek istiyorum ama zaman bulamıyorum."

Amerika'nın ilk başkanı G. Washington'un sekreteri, geç kalışını saatinin geri kalmasına bağlayarak özürdiler.

Bunun üzerine G. Washigton soğukkanlılıkla der ki: "O halde, ya kendine yeni bir saat almalısın veya ben kendime yeni bir sekreter!"

"Zamanın çoğu saatler değil, dakikalar halinde boşa harcanır. Dibinde ufak bir delik bulunan kova da kasten boşaltılmış bir kova kadar boştur."

Bekleyen biri için ondan daha yavaş, hoşlanan biri için de ondan çabuk geçen birşey yoktur. Zamanın su gibi akıp geçmesine rağmen kısacık yaşamına büyük işler sığdıran yüce insanlar sayesinde insanlık bugünlere ulaşmıştır.

Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa ölecektir.

Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.

Aslan veya ceylan olmanız farketmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur diyor bir Afrika atasözü.

Pek çok insan diğerlerinin boşa harcadığı zamanı kullanarak öne geçer.