'Hayal kurmak' deyimi de bizimdir 'hayal görmek' deyimi de. Lakin bunlardan biri doğru diğeri yanlıştır. Her şey bir 'hayal kurmakla' başlar ama yine her şey 'hayal görmekle' biter. Hayal kurmak sağlıklı bir beynin aktif faaliyetidir. Hayal görmek ise hastalıklı bir beynin irade dışı yanılsamasıdır.

Osmanlıyla gururlanmak, şanlı günlerinin hasretini çekmek ne kadar doğru ise Osmanlı olmadan Osmanlı rolüne soyunmak da o kadar yanlıştı. Biz ne yazık ki Suriye politikasında Osmanlı olmadan Osmanlı rolüne soyunmanın sıkıntılarıyla boğuşuyoruz son beş yıldır ve görünen o ki sıkıntılarımız giderek artıyor ve yarınlarımız ne yazık ki bugünlerimizden daha sancılı olacak.

Bir devlet kuruluyor güneyimizde. Hem de açıktan ve hem de gözümüzün içine soka soka. Sınırları her an genişlemeye açık ve bizim vatan topraklarımıza yayılmak üzere. Aklıma kendi iktidarında yüz küsur baskı yapan 'stratejik derinlik' kitabının derinliksiz yazarı siyasetçi geliyor. Suriye halkına demokrasi getirme hayalinin peşinde bir koca devleti sürüklediği maceralara bakarken acaba kendisi ve onun hayalini paylaşanlar bugün neler düşünüyorlar?

'Çözüm süreci' denilen ve bizim için çözülme, ayrılıkçı unsurlar için dış güçlerle bütünleşme olan o kaybolan yıllarda, yıldızı hızla parlayan bir genç siyasetçiye söylediklerim hala aklımda ve sık sık tekrarlar dururum. 'ABD onlara düzenli ordu kuruyor. Bugün dağınık çetelerin keleşleriyle başa çıkamıyorsunuz yarın toplarla, tanklarla donatılmış düzenli ordularla karşılaştığımızda ne yapacaksınız?'

Ya zaman çok hızlı geçti ya da ABD beklediğimizden acul davrandı ve PKK kontrolündeki YPG/PYD unsurları daha düne kadar kimlik kartı bile alamadıkları Suriye'de artık söz sahibi konumuna yükseldi. Adamakıllı silahlandılar, eğitildiler, uluslararası kabul gördüler ve devletleşme aşamasına geldiler. Devlete ve istihbarat makamlarına hiç de sürpriz olmayan, olmaması gereken ama bizler için şok diye nitelenen haber dün akşamüzeri düştü medyaya: ABD Türkiye sınırının güneyine 30 bin kişilik askeri kuvvet yerleştirecek. Bunların yarısı PKK/PYD/YPG hakimiyetindeki Suriye Demokratik Güçleri denilen güdümlü unsurlardan oluşacakmış. Öbür yarısı acaba kimlerden oluşacak? Sakın 'koalisyon ortağı' denilen batılı ülkelerin YPG/PYD üniforması giydirilmiş profesyonel askerlerinden oluşmasın.

Devleti tanımayan, devlete yabancı hatta bazıları da devlete düşman birilerinin Arap Baharını yanlış okumasının faturası, o sözde baharı planlayan ve BOP ya da GOP adı altında piyasaya süren o malum ve melun 'üst akıl' tarafından peyderpey önümüze sürülüyor. Bir arkadaşımın ifadesiyle 'İhvan hayaliyle yattığımız uykudan YPG/PYD karabasanıyla uyanıyoruz.'

Allah sonumuzu hayır eyler inşallah…