Bostan ve Gülistanda

Güzel bir hikaye aktarır Şirazi.

Vezirin ağzından der ki,

Sultanın

Masum bir esirin

Öldürülmesi

Emrini işittim.

Zavallı tutsak,

Canından ümidini kesince

Kendi diliyle

Sultan hakkında

Kötü laflar eder.

Çünkü der, vezirin ağzından:

'Canından ümidini kesen

İçinde olanı söylermiş.

Zor zamanda

Kaçmaya imkan kalmayınca

El, keskin kılıcın ucunu tutar.

Köpeğe saldıran mağlup kedi gibi

Umutsuzluğa düşünce

İnsanın dili çözülür. '

Sultan, esirin söylediklerini görünce

'Bu ne söyleniyor böyle' demiş.

İyi huylu vezirlerden biri

Çekinerek

Cevap vermiş;

'Ey sultanım!

*Öfkelerini tutanlar,

İnsanları bağışlayanlardır*

Ayetini okuyor sizin için' demiş.

(Ali İmran Suresi134. Ayet )

Bunun üzerine sultan

Tutsağa acımış ve affederek

Serbest bırakmış.

Birinci vezirin aksine

İkinci vezir kendini tutamayıp

Araya girmiş;

'Bizim gibilere sultan huzurunda

Yalan söylemek yakışmaz.

Sultanım o esir var ya,

Size sövüp saydı.

Hakkınızda pek çok

Çirkin sözler etti' diyerek

İlk veziri sultana gammazlamış.

İkinci vezirin sözlerine

Sultanın canı fena sıkılmış.

Önce ortaya konuşmuş sultan;

'Onun yalanı,

Senin doğru sözünden

Daha hoş geldi bana.'

Sonra ikinci vezirin

Yüzüne bakarak;

'Çünkü onun sözü iyiliğe,

Seninki ise

Kötülüğe açılan bir kapıdır.' Demiş.

Hatayı hayatla düzeltmek

Cehaletin,

Kötü niyetin,

tezahürüdür.

Hayatı iyilik ile düzeltmek

Haksızlığı hukuksuzluğu

İyilik ile düzene sokmak,

Ancak ve ancak

İyi insanlarda bulunan erdemdir.

Pişdadi hanedanı sultanlarından olduğu sanılan bir destan kahramanı Aferidun'a atfedilen beyit ile bizde son noktayı koyalım.

'Kardeş!

Dünya kimseye kalmaz.

Gönlünü Allah'a ver kurtul.

Madem ki, ruhun çıkıp gidecek

Ha taht üzerinde ölmüşsün ha toprak.'

Güzel günlere uyanın

Sağlıcakla kalın