Ekonomik ve sosyal sıkıntılarla, "tahammül" sınırının silinmesi sonucunda, hoşgörüsüzlüğe sürüklenen toplumda, ortaya çıkan "gözü kararmış" bir takım kişilerin karıştığı olaylar, bizleri ürkütüyor...

Çok gerilere gitmeyeceğim...

Önceki gece, Atakum ilçesi'nde Turgut Özal Öğrenci Yurdu önünde eski bir husumetten kaynaklanan silahlı olay ile dün Terme ilçesi'nde iki kardeş arasında çıkan kavga sonucu işlenen cinayet, insanların

sürüklendiği ruh halini anlatması bakımından ilginçtir….

Aslında her iki olayda ölenler değil, öldürenler de kaybetmiştir...

Ailelerin yaşadıkları acılar, hapis hayatı, ekonomik sıkıntı ve vicdan azabıyla ortaya çıkan pişmanlıklar,

hesabını yapan var mı?..

Her iki olaydan yola çıkarak, mübarek ramazan ayında trafikte yol verme yüzünden çıkan kavgalara sözü getirmek istiyorum...

Geçmişte bu nedenle çıkan kavgalarda hayatlarını kaybedenler, yaralananlar ve hatta sakat kalanlar olmuştu...

Özellikle de iftar saati yaklaştığında yaşanan bu tür kavgaları en aza indirmek için camiler başta olmak üzere toplu yerlerde "tahammül" ve "hoşgörü"lü davranmanın erdemini anlatmak gerekir!..

Çağdaş toplumlarda, böyle bir uyarıyı yapan "Aklından zoru var galiba" denilebilir elbette...

Herkesin kurallara uyduğu ve birbirine saygılı olduğu toplumlarda böyle bir konu, 'absürt' olurdu zaten!..

Bizde durum böyle mi?..

Yolun ortasında arkadaşıyla dakikalarca sohbet eden sonra da onu bekleyenlerin korna ile uyarısına "Patladınız mı?" diye tepki verilen bir toplumda, böyle bir uyarı hiç de "anormal" değildir...

Kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan çarpan sonra da 'Niye durdun' diye sürücüye dayak atılan....

Bazı kurum ve kuruluşların önündeki "Park yapılmaz" levhasına rağmen aracını oraya bırakıp saatlerce ortadan kaybolan ve uyarıldığı zaman da görevlilere "Babanızın yeri mi "diye kafa tutanların...

İtfaiye ve cankurtaranların sirenlerine duyarsız kalan, sokak köşelerine araç çekip, yine bu araçların

hayat kurtarmalarını engelleyenlerin….

Araçların lastiklerinden ateş çıkaracak biçimde drift çekilerek, insanların hayatını tehlikeye atanların…

Ve bazı öğrenci servisi sürücülerinin uyuşturucu kullandığı ortaya çıkan bir toplumda, böyle bir yazıyla uyarıda bulunmak, "Aklı" sorgulamak değil, sorumluluktur…

Ekonomik ve sosyal sıkıntılar ile günlük yaşamın telaşı içinde ruhsal travmaların yaşandığı bir toplumda, "tahammüllü" davranmak, ve olaylara hoşgörüyle yaklaşmak "korkaklık" değil, hem kendisi hem de karşı taraf için yapılmış adamlıktır!..

Meselenin özü, incir çekirdeğini doldurmayan olaylarda bir anlık öfkeye kapılıp, hayatları karartmamaktır...

Unutmayalım ki; şeytan adamı aldatır ama insan suyunu kendi kaynatır!..