Cemre düşsün diye revan olmuş iken yola, katılaşmış ruhuma bir seraptı gördüğüm sanki
Ânı tekrar yaşamak mümkün olsa, tadılsa çeşm'e hisse veren o eda, o kebir meserret
Nam-ı geda denilirdi, mahrum kalınsaydı büyüleyen o suretten belki
Iskat edilmedi bu biçare gönül, esrarı meccani, ivazsız sevmek olduğundan elbet
Muradı mutlaktı, bulsun emanet beden sevgili kollarında son, sur üflensin olalım hüvelbaki
Afaki mi geldi, yoksa imkansız, nedendir bilinmez, girdi araya diyar-ı gurbet
Yalnızlık iklimi tüm benliği çepeçevre sarmıştı ki fark ettim asli duygu hakiki
Şelale gibi çağladı durdu, titredi kalbim, aradı yaraya merhem bir medet
Eşsizdi anladım, vasıl bir lahzada tekerrür etse, meydana gelse duyguda terakki
Güne günler eklenirken kal-u beladan belli idi ebedi istikamet
Ünsiyet kesbetmişti zaten gözlerin izdivacında, neden sürdü bilinmez tehir halbuki
Lalezar mı? Gülşen mi? Farkı yoktu, zaten müstakbel belliydi, asr-ı saadet
Halelendi, inkılap etti nazarım, bir selvi boylunun mührüne, kalbim olmadı müşteki
Ah etti, temaşa nasıl olmadı evvel, diledim her daim istedim mağfiret
Talih gösterdi nurunu eyledi mesrur, bereli kalpte nağmesi duyuldu, çağladı musiki
İnce bir sızıydı, geçici mi yoksa ilelebet miydi, şen miydi acaba akıbet
Paktı sinen yaktın bir kandil, aydınlandı benliğim, oldun bana haseki
O gün aslında etmiştin armağan, sundun Toprak Eymen'i, Ayşe Neva'yı kazandırdın ebediyet
Gufrandı bana, tüllendi ikbalim, neşve ile oldum, candan cana sana mülaki
Lütfunla varım, firakın olur bana cehennem, getirmem gerekir kelime-i şehadet
Utku ile geldi gönenç, yok bundan sonra elem, ebede kadar şadız illaki