Kamu kurumlarındaki durum, özel sektörden çok daha beter...

Zira özel sektör verimliliğe odaklanırken...

Kamuda ise zehirlenme derecesine ulaşan egolar zirvede...

Yönetici olarak torpille atananlar, kendi dalgasında...

Sınavla gelenler ise yağcılıkla rahatlık peşinde...

Kendini geliştirememiş...

İletişim özürlü...

Medeni davranış gösterme kabzı olmuş...

Dağ kültürünü kurumda adeta yerleştirmeye çalışan...

Kadın düşmanı kimi alt yöneticiler...

Çalışma barışını provoke ederken...

Verimliliğin de önüne set oluşturuyor...

Artık davranış biçimi haline dönüştürdüğü kültürsüzlüğü ile...

Kadın çalışanlar başta olmak üzere...

'Mobbing' uygulamalarını zirveye ulaştırıyorlar!

***

Aşağılık kompleksini yenememişler...

Her önüne gelene 'sen' kipiyle konuşuyor...

Nezaket kurallarından bihaber...

Daha tokalaşmayı bilmiyorlar...

Siyasete yağcılık...

Ensesi kalına hürmeti...

İş bilirlik zannediyorlar...

Akşama kadar personel dikizlemeyi...

Bilgisayarda kağıt oynamayı...

Çalışmak sayıp...

Hiç bir sorumluluğun altına girmeyip...

Kendilerini koruma altına almak olarak görüyorlar...

Alınlarından ter akanlara posta koymayı...

Yöneticilik zannediyorlar!

***

Peki, ya o yöneticileri yönetenler...

Zannediyorum, onlardan farksızlar ki...

Sıcak makam odalarındaki koltuğa kurulup...

"Ben buraya nede güzel yakıştım canımmmm" diye ense yapıyorlar...

***

Yani benim güzel ülkemin, tüm bunları hak etmeyen güzel insanları...

Neresinden tutarsan tut...

Çürümüşlük almış başını gidiyor...

Göreve talip olanlar...

"Ben buraya layık mıyım?" demiyor...

Koltuğa oturanlar...

"Aldığım maaşı nasıl hak ederim?" diye düşünmüyor...

Yönetenler...

"Verimi nasıl artırırım, kuruma nasıl daha çok katkı yaparım" derdine düşmüyor...

Ortalığı 'pis' bir koku almış...

Çoraplar, donlar değil...

Liyakatsizlik, insafsızlık, vicdansızlık kokuyor!