31 Mart'ta seçim var...

Aday adayları sönük bir kampanya sürdürüyor...

Aday olan biraz daha hareketleniyor...

Ama bir sosyal medya kampanyası adı altında...

Aday adayları ve adaylar kör bir kuyuya atılıyor...

***

Tabi bundaki en önemli örnek...

Washington Belediye Başkanı Bill de Blasio'nun hikayesi...

Ama orada gözden kaçırılan bir özellik var...

Blasio'ya tüm medya yer vermiyordu...

Reklamlarını yayınlamıyorlardı...

Ve hakkında sürekli bir karalama kampanyası vardı...

Yani Blasio, bizim alışkın olduğumuz örnekler gibi 'mağdur' pozisyonuna düşürülmüştü...

Bir de seçmenin bilinç düzeyi, politikadaki kutuplaşma durumu da göz önüne alındığında...

İnternet ve sosyal medya kampanyası iş yapmıştı...

Ama Türkiye'de yapar mı?

***

Çok zor...

Hele hele 2-3 kişilik ekiple...

"Paylaşma kültürünün oturmadığı' bir anlayışta...

Sosyal Medya site ve uygulamalarının paraya odaklandığı...

Sanal rakamlarla 'Daha çok vermelisin' mesajı verdiği bir dönemde...

Ancak takipçilerinize paylaşım yaparsınız...

Belki klasik medya ile birlikte olursa...

Sizin için bir imaj oluşmasına katkı sağlar...

Ama kitlesel yayın organlarını...

Gazeteleri, televizyonları kullanmadan...

Türkiye şartlarında çok zor...

***

Aday adayları şuana kadar...

Tamamen Ankara'ya odaklandılar...

Seçmeni, tabanı 'ikinci plana' attılar...

Siyasetin iki kutuplu hale dönüştürülmek istendiği bu günlerde...

"Ehveni şer" ile işi götürmeyi planlıyorlar ama...

Her an her şey olabilir...

Bir bakmışınız...

Yerel olmayan unsurlar...

Mahalli seçimlerin önüne geçmiş...

Siz tüm bunlara karşı 'mahalli' kalmışınız...

Ve üzerinize gelen krizi görmemişiniz...

***

Yani...

Aday adaylığı sürecinde gözünü Ankara'ya dikenlerin...

Seçim sürecinde açacağı eller...

"Allah çok versin" duasıyla kapatılırsa...

Kimse şaşırmasın!