Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerine sormuşlar:

-Efendim, kırılan kalp tekrar sever mi?

Mevlana Hazretleri: Evet, sever.

-Ama efendim, siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?

Mevlana Hazretleri: Peki siz, hiç bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtiniz mi?

Hata yapmak insanoğluna mahsustur.

Elbette hepimiz bir şekilde hata yapıyoruz.

Asıl olan, yaptığımız hatalardan ders çıkarmamız, doğruya ve güzele yönelmemizdir.

'Hatasız dost arayan dostsuz kalır' demişler.

Dost, dostunda hata aramaz, hata ararsa dost olmaz.

Günümüzde kolay da dost bulunmaz.

Dostun kıymetini bilmek, akıllı insanların işidir.

Kalp kırmayan ise, çok akıllı kişidir.

Ne dostlarımızı kaybedelim, ne kalpleri kıralım...

Kaybetmek çok kolay, kazanmak zordur.

Kalpleri kazanmak en güzel yoldur.

İki günlük dünyada kalp kırmaya gerçekten değmez.

Bin 100 yıllık ömrünün 900 yılını peygamberlik yaparak geçiren Nuh Aleyhisselam'a sormuşlar;

-Efendim, bu kadar yıl yaşadınız, dünyayı nasıl buldunuz?

-İki kapılı bir Han gibi buldum. Bir kapısından girdim, diğerinden çıktım.

Değer mi bu dünya için...