Bu akşam televizyonda Sunay Akın'ın İstanbul Bakırköy'deki 100. Yıl programını izledim ve hayıflandım böyle bir gösteri Samsun'da yapılmalı değil miydi diye. Akın, Bandırma'nın tarihçesinden girip, koca bir Cumhuriyet tarihi panoraması çizdi, hem de görsellerle ve gençlerden oluşan koronun seslendirdiği şarkılarla süsleyerek.
'Bandırma yolculuğuna devam etmekte hala,' o programda kullandığı bir söz, ama sonuna kadar da haklı içerikçe. Bandırma'nın, o geminin simgelediği ruhun yolculuğunu kestiği gün insanlarımızın geleceğine dair umut ateşi sönmüş demektir.
Bandırma vapuru, 1878'de İngiltere'de yük ve yolcu gemisi ve Dussey&Robinson şirketinin malı olarak inşa edildiğinde ona Torocoderto adı verilmiştir. 5 yıl işletilen gemi, 1883'te bir Yunan şirketine satılarak Kymi adını alıyor. Yunanistan'da bir iki kez el değiştiren gemisi, 1894 yılında o zamanki Deniz Yolları İşletmesi anlamına gelen "İdare-i Mahsusa"ya nakledilir ve "Kymi" olan adı "Panderma" olarak değiştirilir. Bandırma Vapuru, 1910'da adı Bandırma olup posta vapuru olarak çalıştırılmaya başlanana değin Panderma adıyla Marmara Denizi kıyılarında Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Karabigah ve Erdek arasında yük ve yolcu taşımacılığı için kullanılır.

İşgal Kuvvetleri donanmasının İstanbul'a girişi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını sarsar ve kurtuluşun çarelerini aramaya başlarlar. O esnada işgal kuvvetleri Samsun'da Türklerin umlara saldırdığını iddia edince, Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti'nce orada asayişi sağlamakla görevlendirilir.
Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun'a götürmek için hazırlanır. Ama zorlu deniz şartlarına dayanabilecek bir gemi değildir. Daha önce iki kere batmış ve tekrar yüzdürülmüştür. Yine de tercihten vazgeçilmez. İngiliz işgal kuvvetlerinin Bandırma Vapuru'nu geri gönderme telaşına düştüğünü öğrenen (hatta Malaya zırhlısı kumandanına, General Harrıngton'un son görev emri şudur; 'İçinde Mustafa Kemal'inde bulunduğu Bandırma Vapuru Karadeniz açıklarında hiçbir iz bırakmadan batırılacak…') Mustafa Kemal ve arkadaşları rotayı değiştirerek ve gizlenerek Samsun'a 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun Limanı'na ulaşırlar. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a ayak basar ve daha sonrasında burada halka seslenerek Milli Mücadele'yi tam manası ile başlatır.
Bu kahraman vapur, 1925'te hurdaya çıkarılır ve parçalarına ayrılır. 2001'de inşasına tekrar başlanır ve 2003'te tamamlanan vapur, zorlu Milli Mücadele günlerinin anısını yaşatmak üzere aslına uygun şekilde müze haline getirilir.
Şu anda Samsun'umuzun Canik ilçesinde demirli bu müzeyi 19 Mayıs'ın bu 100ncü yılında bir defa daha onurlandıralım ve ziyaret edelim. O gün bununla da kalmayıp, bütün gün, bari o gün, kurtuluşun bu ilk asrını coşkuyla kutlayalım, programlara katılım sağlayalım ve bize bugünleri armağan edenlere saygımızı gösterelim.
*
Samsun Sinema Topluluğu olarak 56lar'daki Siyah Beyaz Cafe'de her Çarşamba yaptığımız film gösterimlerinin bu haftaki programı, Milos Forman imzalı, 1984 tarihli Amadeus. 22 Mayıs Çarşamba akşamı, 19.30'da. Umur Sevim arkadaşımız sunacak. Tüm sinemaseverleri bekleriz.

Samsun'da sanat var!