'Köle, düşüncesini söyleyemeyendir. Eropides'

İlk ve ortaokullardan sonra üniversiteler de açıldı.

Akademik yıl açılış konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Üniversiteden mezun olan herkes iş bulacak diye bir şey yok!' dedi. Dedi, ama ortalık buz kesti. Yandaşlar sustu, karşıtlar coştu… Bence, maksadını aşan talihsiz bir açıklamaydı…

8 milyonu üniversiteye kayıtlı, bir milyonu üniversite kapısında ve bir milyonu mezun ama işsiz 10 milyon gençten söz ederken biraz daha düşünmek gerekir… İşsiz kalmak bir kaderse, o zaman, diğer çocuklar neden üniversiteye girsinler, neden uğraşsınlar ki…

Anayasada 'sosyal devlet' ilkesine göre devlet adına işleri yürüten hükümetlerin görevi, istihdam yaratılmasını sağlamaktır… Bunu yapmamak görev ihmalidir…

Her köye, kasabaya sadece kadro ve rant için yüksekokul açılmış; atanan hoca; kızını, damadını, baldızını, eniştesini, hatta karısını okula kadrolu almış. Buradaki eğitim de doğal olarak evlere şenlik olacaktır... Ama, kamuda şu anda en rahat iş bulanlar bu okullardan yetişen 'liyakatsiz ama, itaatkar' takımdır!...

Dünya bilim liginde sonlardayız. 207 üniversitemiz var. Bütün üniversitelerin rektörleri aynı kalemden çıkan imzayla atandıktan beri ha bre irtifa kaybediyoruz. Pek çok üniversitede Prof. Doç. yokken, muhalif olduğunu düşündüğünüz 1500 akademisyeni, sadece bize itaat etmiyor diye akademiden atmak lüksüne sahip değiliz. Bir akademisyen en az 20-30 yılda yetişiyor. Bu yüzlerce bilim yılı kaybı demektir, bu yanlıştan dönelim…

Üniversiteleri dize getirmek, bu topluma kaybettirir. Özgür olmayan üniversite bilim yapamaz, üretemez. Siyasi iktidar, üniversiteleri, hatta bütün eğitimi özgürleştirmelidir. Ülkenin bugünü ortada, hiç olmazsa geleceğini de kaybetmeyelim…