Tersane alanındaki kum yağmasının
yarattığı tahribatı, günlerce yazdık...
Ortaya çıkan manzara
gerçekten de korkunçtu...
Bu yağmayı kimler yapmıştı?..
Tersane alanında göl oluşturacak kadar derinlere
inilerek alınan kumları taşıyan yüzlerce kamyonu
kimseler görmemişti...
Kumları hayalet kamyonlar mı taşıyordu?..
Çevreciler kadar, siyasetçiler de bu olaya tepkiliydi...
Ancak, bu tahribat karşısında
bir şeyler yapması gerekenlerin
ağzını nedense bıçak açmıyordu...
Yoksa, devletin bir kurumu mu vardı işin içinde?..
Eğer öyleyse, bu kadar
kum nerede kullanıldı; yapılan iş neydi?..
Eğer yağmanın arkasında şahıslar var ise,
trilyonluk vurguna kimler göz yumdu?..
Olayı başından beri sorumlu gazetecilik duyarlılığı ile takip eden
arkadaşımız Haydar Öztürke çeşitli bilgiler ulaşıyordu...
Ancak, belgeli olmadığı için
bu bilgiler haber haline dönüştürülmedi...
Çünkü, haksız bir biçimde kişi ve kurumları
suçlamak, iftira atmaktır...
Bu da bizim işimiz değildir...
Neyse ki, Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu,
İl Özel İdaresi, Defterdarlık, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ile Çevre ve Orman Müdürlüğüne, Araştırın ve gereğini yapın talimatını vermiş...
Bakalım, yağmanın ucu nereye dayanacak?..
Samsunda bir çevre felaketine neden
olanlar, yaptıklarının yanına kar kalmayacağını anlayacak...
Aksi takdirde, bugün Gelemen, yarın başka bir yer...
Yazımı bir fıkra ile bağlayayım da
ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılsın:
Kedi, karnı tok olduğu sırada,
minik bir fare ile dostluk kurmuş...
Fare, kediyle şakalaşıp duruyormuş. Kedi de minik fareden hoşlanmış...
Minik fare, kediye Sana bir ricada bulunabilir miyim? demiş. Kedi de Tamam diye yanıt vermiş... Minik fare, Şu bıyığının altından bir kere geçmek istiyorum deyince, kedi sert bir tavırla
Olmaz, yol olur yol
demiş...
Evet, bir defa yol verdin mi gerisi gelir...