Zaman Gazetesi yıllarca yayınlarıyla da dikkatleri çekmişti.

Yayınlarının tümü dini idi.

Okurlarına Kur'an-ı Kerim de dağıtmıştı.

Bugün çokça evde Zaman'ın o yayınları var.

Var da hemen hemen her elinde bulunduran tedirgin.

Elden çıkarmanın gayreti içinde.

Dün Bafra'da bir imam ile sohbetimiz oldu.

Başından geçen ilginç bir olayı anlattı.

Bir dostu imama telefon etmiş.

Elinde çoğu Kur'an-ı Kerim çokça dini yayın bulunduğunu söylemiş.

Kendisine, yararlanabileceklere dağıtmak için vermek istediğini belirtmiş.

İmam 'olur' demiş.

Küçük bir kamyonetle koliler halinde gönderilen kitapların tümünün Zaman yayınları olduğunu gören imam tedirgin olmuş.

Göndereni arayıp sormuş, asıl neden ne, niye.

Cevabı 'paralelci diye suçlanmaktan korktum hocam' olmuş.

İmamın tedirginliği daha da artmış, bu kez imam elden çıkarmanın adeta paniğine kapılmış.

Araya girip, ne yaptın hoca, diye sordum.

Karıştırma, dedi.

Sonrasında düşündüm.

Zaman yayınlarının her eve gerekli olduğunu söyleyenleri hatırlayıverdim.

Bugün korku verdiklerini de.

Zaman yayınlarını hiç okumadım.

Hiçbir zaman da güven duymadım.

Hatta bugünlerin gelebileceğini o günlerde düşünmüştüm.

İşte geldi.

O kitaplara sahip olanları korkutan günler.

Hem de AK Parti iktidarında.

Kimse ses bile çıkaramıyor.

Eğer CHP iktidarda olsaydı da bugünler yaşansaydı, neler olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Ben düşündüm.

Din elden gidiyor, diye feryat edenler sokaklara dökülürdü.

Her neyse; Zaman'a el konuldu.

Terse çevirdiler.

Yayınları elde olursa, bugüne ters düşer.

Çare elden çıkarmak.

Vatandaş isteyerek çıkarmasa da korkudan çıkarıyor.