Ülkemizde her 8 kadından biri, yaşamı boyunca meme kanseri ile tanışıyor. Ancak erken teşhis, tedavinin başarısını artırıyor ve hayat kurtarabiliyor. Teknolojinin ve tıbbın gelişmesiyle, meme kanseri artık erken aşamalarda tamamen tedavi edilebiliyor. Fakat bunun için kadınların, ayda bir kez kendi kendilerine meme muayenesi yapmaları ve şüpheli bir durum fark ettiklerinde hemen doktora başvurmaları büyük önem taşıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, Ekim ayında, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, bu kritik belirtilere ve tedavi yöntemlerine dikkat çekti.
1. Ele Gelen Kitle: Kanserin İlk Sinyali Olabilir
Memenin herhangi bir yerinde, özellikle de koltuk altına yakın bölgelerde hissedilen sert, genellikle ağrısız kitleler, meme kanserinin en sık rastlanan ilk bulgularından biridir. Unutulmamalıdır ki, her kitle kanser değildir ancak her kitle ciddiye alınmalıdır. Bu nedenle, bu tür bulguların göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
2. Meme Başında Çekilme ve Şekil Değişiklikleri
Meme ucunun içe doğru çekilmesi, düzleşmesi ya da normal görünümünün bozulması, doku değişikliklerine işaret edebilir. Meme başındaki şekil değişiklikleri, kanserin ilk işaretlerinden olabilir ve acilen değerlendirilmelidir. Erken müdahale, tedavi şansını artıracaktır.
3. Deride Çukurlaşma: Görsel Değişiklikler Dikkate Alınmalı
Meme derisinde portakal kabuğu görünümü, çukurlaşma, kalınlaşma ve meme başında pullanma gibi değişiklikler önemli uyarılardır. Bu tür görsel değişiklikler bazen kozmetik bir sorun gibi algılansa da, altta yatan neden çok daha ciddi olabilir. Kadınların bu tür değişiklikleri fark etmeleri ve zaman kaybetmeden bir uzmandan görüş almaları gerekmektedir.
4. Akıntı ve Kanama: Hemen Hekime Başvurulmalı
Meme başından kendiliğinden, özellikle kanlı veya berrak akıntı gelmesi normal değildir. Bu durum, erken evre dahil birçok meme hastalığının belirtisi olabilir. Enfeksiyon ya da iyi huylu lezyonlar olsa bile, mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Akıntı, dikkatle izlenmesi gereken bir belirtidir.
5. Koltuk Altında Şişlik: Lenf Bezi Büyümeleri
Koltuk altındaki lenf bezi büyümeleri, meme kanserinin vücuda yayılmaya başlamış olabileceğinin işareti olabilir. Bu bölgedeki şişlikler çoğu zaman ihmal edilse de, lenf bezleri vücudun alarm sistemi gibidir. Eğer bu bölgedeki şişlikler fark edilirse, mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır.
6. Şekil veya Boyut Değişikliği: Hızla Fark Edilmesi Gereken Durum
Memenin birinde ani büyüme, şekil değişikliği ya da asimetri fark edildiğinde hemen doktora başvurulmalıdır. Kadınlar genellikle bu tür yavaş değişimleri fark etmeyebilirler, bu yüzden düzenli olarak ayna karşısında elle muayene yapmak çok önemlidir. Erken fark edilen değişiklikler, tedavi sürecini büyük oranda kolaylaştırır.
Meme Kanserinin Tedavisinde Yeni Yöntemler
Meme kanserinin tedavisinde kişiye özel yaklaşımlar her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Hedefe yönelik tedavi ve yeni nesil ilaçlar, kanserli hücreleri hedef alarak sağlıklı dokuları daha az etkiler. İşte meme kanseri tedavisinde kullanılan bazı yenilikçi yöntemler:
1. Kişiye Özel Tedavi: Hedefe Yönelik İlaçlar
Hedefe yönelik tedavi, kanserli hücreleri doğrudan hedef alarak sağlıklı dokulara zarar verme riskini azaltır. Her hastanın tümörü ve genetik yapısı farklı olduğundan, tedavi planı buna göre özelleştirilir. Özellikle hormon reseptörü pozitif hastalarda anti-hormon tedavisi, tümörün büyümesini yavaşlatabilir.
2. Onkoplastik Cerrahi: Estetik ve Tedavi Bir Arada
Onkoplastik cerrahi, kanserli dokuyu başarılı bir şekilde çıkardıktan sonra plastik cerrahi teknikleri kullanarak estetik açıdan doğal bir görünüm elde edilmesini sağlar. Bu yöntem, estetik kaygıları da göz önünde bulundurarak tedavi sürecini daha rahat hale getiriyor.
3. İmmünoterapi ve Akıllı İlaçlar
Vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren yeni nesil ilaçlar, bazı meme kanseri türlerinde oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu tedavi, kanserin ilerlemesini engelleyerek hastaların yaşam kalitesini artırıyor.
4. Daha Hassas Radyoterapi
Yeni teknolojilerle, ışın tedavisi sadece hastalıklı bölgeye yoğunlaştırılarak yan etkiler minimuma indirilmektedir. Çevre dokulara zarar verilmeden yapılan tedavi, hastanın tedavi sürecini hızlandırmakta ve işgücü kaybını en aza indirmektedir.
5. Minimal Invaziv Yöntemler
Meme kanseri cerrahisinde, lenf bezlerinin korunmasına büyük özen gösterilmektedir. Sadece birkaç lenf bezi örneği alınarak, lenfödem gibi komplikasyonların önlenmesi sağlanmaktadır. Bu yöntem, daha hızlı iyileşme süreci ve azalan komplikasyon riski ile dikkat çekiyor.
Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır! Meme kanserinin belirtilerini göz ardı etmeyin ve düzenli kontrollerinizi aksatmayın.