30 MİLYON HAİN!

Abone Ol

Otuz milyon, belki de daha fazla hain geliyor haberiniz olsun. Gerçi Attila İlhan 'Bu ülkenin hain kotasının yüksek' olduğunu vurgulamıştı yıllar önce. Kamran İnan da yine yıllar yılı öncesinden iki yüz bini aşkın bir hain rakamı verir kitabında, hem de resmi kaynaklara dayanarak. Ama eminim ki sağ olsalardı ve gelmekte olan hain sayımızı duysalardı; onlar bile şaşarlardı kotanın bu kadar hızlı yükselmesine.

Şaka değil bu yazdıklarım, en fazla altmış beş, yetmiş gün sonra göreceğiz gerçek rakamı; belki de otuz milyon bir hayli az kalacak gerçek rakam ortaya çıktığında. Referandum sandıklarının açılacağı gündür hesabın gözümüzün önüne döküleceği gün.

Toplumun referandum öncesi iki ayrı saf tutması garip de değil ayıp da değil. Garip, dahası ayıp olan tarafların kendi gerekçelerini sıralayarak saflarını genişletmek yerine karşı görüştekileri 'ihanetle', suçlamasıdır. 'Evet' diyecekler adına konuşan ve yazan kimi isim ve kalemler, 'hayır' diyecek olanları ihanetle suçlarken 'hayır' cephesi adına sözcülüğe ve kalemi kurşun gibi kullanma tetikçiliğine soyunanlar da ağzı daha bir fazlasıyla kullanıyor. Ve konunun esasını tartışmak yerine birçok kimse kolay ve ucuz olanı seçiyor. Kolay ve ucuz olan karşıdakini ihanetle suçlamaktır ve bizim en esaslı tartışma silahımızdır. Okumak, araştırmak, düşünmek gerektirmez, biraz sövmeyi bilmek yeter de artar bile.

'Evet' ya da 'hayır' tezinin bu hırslı savunucuları, kullandıkları hakaretamiz ve saldırgan üslupla karşı teze hizmet ettiklerinin farkında değil. Farkında olsalar vazgeçerler; o üslup akılla ve edeple yaklaşıldığında ikna edilebilecek olan çok insanı karşıda kemikleşmeye iten bir üsluptur.

Beyler -siyaset bizde hala erkek egemen bir iş olduğundan dolayı, bu hitabı kullanıyorum- lütfen aklınızı başınıza devşirin ve lütfen bir nisan akşamı açılacak sandıktan hangi oy önde çıkarsa çıksın hepimizin ertesi sabah aynı ülkenin güneşinde uyanacağımız ve aynı bayrağın gölgesinde yaşamaya devam edeceğimizi sakın unutmayınız. İster kazanınız ister kaybediniz, bu coğrafyada, bu sorunlar bataklığında ve bu milletler ve devletler kapışmasında her bir ferde, o her bir ferdin gönül, kafa ve işbirliğine daha çok ihtiyaç duyacaksınız, duyacağız. Yarını kazanmak uğruna yarınlardan sonrasını ne olur ateşe atmayınız. O ateş hepimizi yakar.

Bir de yıllarını aynı inanç yolunda yan yana, omuz omuza geçirmiş fikir ve siyaset arkadaşlarının birbirine karşı daha doğrusu yönetimdekilerin muhaliflerine karşı kullandığı ifadeler var ki onlar tam bir felaket. Eğer böyle giderse referandumu kim kazanırsa kazansın onlar ve onların savundukları fikriyat, kaybeden tek siyaset ve tek fikriyat olacaktır. İster gönüllü ister kerhen yıllarca dava ve yol arkadaşlığı yapmış insanların düştüğü açmaz ibretliktir.

Ne 'evet' diyenler haindir ne de 'hayır' diyecek olanlar. Her iki safta da ince hesaplı hatta art niyetli kimselerin bulunması, hiç kimseye sayıları milyonları aşacak olan kalabalıkları 'ihanetle' suçlama hakkını vermez. 'Evet' diyecek olanların 'hayır' diyecek olanları ya da tam tersi 'hayır' diyecek olanların 'evet' diyecek olanları ihanetle suçlaması farkında olunmadan bütün bir milletin alnına 'hain' damgasının yapıştırılmasından başka ne anlama gelir ki?

Yapmayın lütfen, tarihin en eski ve en büyük milletini siyaset sevdasına ithamların en ağırıyla damgalamayın lütfen. Nisana ne kadar farklı yollardan gidersek gidelim; mayısı aynı vatanda idrak edeceğiz. Mayıslara kıymayın lütfen… Mayıslara ve umutlara…