Bu şehirde birtakım şeyler kötü gidiyorsa; bunu sadece siyasetçinin yanlışında arayanların yanıldıklarını gördüm...Yani takkenin düşüşüne tanık oldum...Arkadaşımız Haydar Öztürkün, dün bir açılışta deklanşöre her basışta yakaladığı yalakalık kokan kareler, öylesine çok anlamlar ifade ediyor ki, midem bulandı, tiksindim...Bu şehirde, kim kimdir; kim kimin adamıdır bilirim...Hangi bürokrat, hangi milletvekilinin peşinde niçin dolaşır; beklentileri nedir, onu da bilirim...Bu bürokratların görev sürelerinin çıkarlarla ilişkili olduğunu da...Onur ve gurur; kaybedecek bir şeyleri kalmamışlar için anlam ifade etmez!..Siyasetçinin siyasi sonu geldiğinde Ankaradan Samsuna dönmez, bürokrat da buraların yolunu bilmez, olur biter...Neden oldukları haksızlıklar, umurlarında mıdır?..İnsanların aç ve uykusuz geçirdikleri geceler...Ev sahibinden ve bakkaldan kaçacak delik arandığı günler...Bir yandan Allah deyip ellerini aç, başını secdeye götür, diğer yandan kul hakkı yiyenlere aracılık et!..Bu nasıl vicdan, bu nasıl insanlık?..Mağdur edilen insanların, eşi ve çocukları hiç mi aklınıza gelmedi?.. Sel gider, kum kalır!..Bunca insanın alın terini gasbedenlere arka çıkanlar da bir gün bunun hesabını verir...Bu fotoğrafın önüme geleceğini sezmiştim...Muhatap Zübükzade ise; onun nasıl eğilip, bükülebilecerini anlamamak saflık olurdu...Bunların yüzleri eskimez!..Her devirde gördüm böylelerini...Ama bu bir başka...Bukalemun bile çırak çıkar yanında...AK Partiye gider, en hızlı üye olur...CHPye gider, iktidara söver...MHPye gider, en büyük milliyetçi kesilir... Ne var ki; dün yakayı ele verdi, maskesi de düştü...Siyasetçi istiyor, bürokrat dümenine uydurup, gereğini yerine getiriyor...Emek, alın teri ve hak; önemli mi sanki?..Varsa yoksa menfaat!..Bir bürokrat, koltuk sevdası uğruna, siyasetçiden korktuğu kadar Allahtan korkmuyorsa; gün olur, dinsizin hakkından da bir imansız gelir...Konuya şimdilik nokta koymadım...Bu ülkede, adalet var, bağımsız yargı var...Onlar bazı müfettişler gibi, siyasetçinin gözünün içine bakmaz!..Malum adrese, ilk mektubumdur bu...Devamı gelecek; inceldiği yerden kopana kadar...