Yayımladığı mesajında, çocukların toplum hayatı ve gelecek için taşıdığı öneme değinen Başkan Özgökçe, 20 Kasım 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla 'Dünya Çocuk Hakları Günü' olarak kutlandığını ifade etti. Çocuğun 'peder ve validesini dindar' görmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Özgökçe, 'Çocuk, eğitim süresince anne-babasından yeterli maddi ve manevi dersini alamaz, onları sağlam karakterli, dürüstlük timsali, hak ve hukuk temsilcisi, adil ve dindar olarak görmez ve sonuçta imandan, maneviyattan boş olarak yetişirse anne ve babasına saygısını kaybeder, isyana girer, öyle bir duruma gelir ki annesinin ve babasının varlığı bile onu rahatsız etmeye başlar' dedi.Çocuk eğitiminde sürekli şefkati, muhabbeti ve uhuvveti hatırlatmalı, dillendirmeli ve öne çıkarılması gerektiğini söyleyen Başkan Özgökçe, çocuğun şefkatle eğitilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti. Başkan Özgökçe, 'Sıfır yaştan gençlik dönemine gelinceye kadar, gençlikten hayata atılmaya hazırlandığı zamanlarda şefkatle yaklaşılması üzerinde durulmalıdır. Çünkü çocuğun en çok beklediği, en iyi anladığı, en iyi kavradığı şefkat dilidir, şefkatle yaklaşımdır. Çocuk dünyaya gözünü açar açmaz, en yakınında iki kişiyi görür. Annesi ve babasıdır. Çocuk hayatının büyük bir kısmını sürekli annesiyle birlikte geçirdiği için annede yaşadığı tek duygu, annede gördüğü tek yaklaşım, anneden öğrendiği tek davranış biçimi şefkattir ve muhabbettir. Günün bütün saatlerinde çocuk annenin ya kucağındadır ya yanındadır ya da göz yakınlığındadır. Öyle ki, anne kendini unutmuş, hayatını bütünüyle çocuğa göre ayarlamıştır. Öyle ki, şefkat daha önceleri annenin kalbinde dururken, çocuk söz konusu olur olmaz bütün duygularına hakim olmuş, bütün azalarına sinmiş, bütün davranışlarına yansımıştır. Anne bu şefkat duygusunu doğru biçimde, yerli yerinde, içine aklını katarak kullanırsa çocuğunu yetiştirmede çok büyük kolaylıklar yaşar. Beslenmesini, gıda alımını bebeğinin/çocuğunun beslenmesine göre ayarladığı gibi, onu hayata hazırlarken de bilgisini, görgüsünü, imanını ve karakterini çok fıtri biçimde verir' ifadelerini kullandı.Yerel yönetimlerin hizmet verdikleri nüfusla ilişkileri günümüz dünyasında çeşitlenerek artma eğilimi gösterdiğini belirten Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe; yol, temizlik, peyzaj ve imar gibi temel faaliyetler listesi, nüfusun sosyolojik özellikleri ile birlikte Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeler paralelinde genişleme gösterdiğini söyledi. Yerel yönetimlerin bu çeşitlenme ve genişleme faaliyetlerinin hatırı sayılır bir kısmı sosyal belediyecilik alanında gerçekleşmekte olduğunu da vurgulayan Başkan Özgökçe, 'Başka bir ifadeyle modern dünyada belediyeler bir taraftan insanın yaşadığı fiziki koşulları ve altyapı hizmetlerini iyileştirmeye çabalarken diğer taraftan da birey ve toplum yaşamında kentsel değerleri içselleştirmeye dönük çalışmaları da ajandasına almak zorunda kalmaktadır. Bu alandaki sorunların tespiti ve çözümü hususunda yapılan çalışmalar yerel yönetimlerce yürütülen faaliyetler içinde göz ardı edilemez bir ağırlık oluşturmaya başlamıştır. 2014 yılında kurulan bir belediye olarak Tuşba ilçe sınırlarımız içinde hizmet götürdüğümüz nüfusun sosyoekonomik arka planı zayıf bir tablo oluşturmaktadır. İlçe nüfusunun önemli bir kısmı kırsal özellikler taşımaktadır. Büyükşehir statüsüyle il sınırları içinde bulunan köylerin mahallelere dönüşmüş olması söz konu yerleşim birimlerinin sosyolojisini ortadan kaldırmamıştır. Değişen bir şey varsa o da idari açıdan köyün mahalle olmasıdır. Bu yönüyle bakıldığında ilçe sınırlarımız içinde bulunan demografik yapının yaklaşık üçte ikilik diliminde yer alan nüfusun kırsal yaşam alanlarında yaşadığı söylenebilir. Bu durum belediye olarak bizleri bir taraftan söz konusu yerleşimlerin fiziksel altyapı sorunlarını modernize etmeye diğer taraftan da sosyal yaşamda ön plana çıkan sosyal problemleri tespit ve çözümler üretmeye yöneltmektedir' diye konuştu.Bu anlayışla ilçe sınırları içinde yaşayan anne ve babaların, öğretmen ve okul idarecilerinin yakındığı önemli bir sosyal problem olan çocuk işçiliği mevzusunu bütün boyutlarıyla araştırarak ortaya koymaya karar verdiklerini ifade eden başkan Özgökçe, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Tuşba Çocuk İşçiliği Araştırmasının temelini, çevresini Tuşba ilçe sınırları içinde yer alan 18 yaş altı bütün çocuklar (0-6 yaş grubu hariç) oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise Tuşba'da çocuk işçiliğinin mahalle bazlı dağılımını ortaya koymak amacıyla geniş ve temsil gücü yüksek sayılabilecek bir seçim üzerinden yapıldı. Mahallelerin ilkokul, ortaokul ve lise öğrenci sayıları üzerinden elde edilen örneklem büyüklüğü 5 bin 177 öğrenciden oluşmaktadır. Tuşba Belediyesi öncülüğünde yürüttüğümüz bu çalışmanın ilçede çocuk işçiliği konusunda önemli veriler ortaya koyduğunu, bundan hareketle ilgili birimlerin söz konusu verilerden hareketle gerekli tedbirleri alarak sonuç odaklı politikalar üreteceğini ümit ediyoruz. Van'da ve bölgede yerel yönetimlerce çocuk işçiliği konusunda yapılan ilk ve tek çalışmadır. Çocuk, öğretmen, doktor, mühendis, mimar, astronot, avukat, polis, asker, hemşire, eczacı, bilim insanı olur ancak asla ve katta işçi olamaz. Dünya çocuklar ile güzel, hayat çocuklar ile daha güzel. Bugün Dünya Çocuk Günü, bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Van'ın yükselen değeri Tuşba'da tüm hizmetlerimizin, yatırımlarımızın, projelerimizin tam merkezinde çocuklar var. İyi ki varsınız sevgili çocuklar.'