Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir süre serbest avukat olarak çalıştı. Hukuk bilgisi ve hitabet yeteneği, ileride siyasetteki etkin rolünün altyapısını oluşturdu. Siyasi Kariyerinin İlk Yılları Arınç, siyasi hayatına Refah Partisi saflarında atıldı. 1995 yılında Manisa milletvekili olarak TBMM’ye girdi. Refah Partisi’nin kapatılmasının ardından Fazilet Partisi'nde yer aldı, ancak bu parti de Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılınca siyasette yeni bir döneme girildi. AK Parti'nin Kurucu Kadrosunda 2001 yılında kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) kurucu üyeleri arasında yer aldı. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan partide, özellikle Meclis’teki temsil gücü ve siyasal tecrübesiyle öne çıktı. 2002 genel seçimlerinde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte TBMM Başkanı olarak seçildi. Bu görev, Arınç’ın en yüksek mevkiilerden biriyle tanıştığı dönem oldu.
Devlet Tecrübesi ve Kabine Görevleri 2009-2015 yılları arasında Başbakan Yardımcılığı ve Hükümet Sözcülüğü görevlerini yürüttü. Hem kabine içinde hem de kamuoyunda zaman zaman yaptığı çıkışlarla dikkat çekti. Özellikle demokratikleşme adımları ve özgürlükler konusunda hassas bir çizgi izledi. Sessiz Muhalefet: Arınç’ın Eleştirileri Bülent Arınç, aktif siyasetin dışına çıktıktan sonra da zaman zaman gündemi belirleyen açıklamalarda bulundu. AK Parti içinden gelen eleştirileri, özellikle yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve toplumsal uzlaşma konularında yaptığı çıkışlar, onu "içeriden muhalif" bir figür haline getirdi. Bu eleştiriler, onu bazı çevrelerin takdir ettiği, bazılarının ise eleştirdiği bir konuma taşıdı.
Siyasi Mirası ve Etkisi Bülent Arınç, Türk siyasetinde özellikle muhafazakâr-demokrat çizgideki politikaların şekillenmesinde etkili bir figür olmuştur. Hitabet gücü, uzlaştırıcı tavrı ve zaman zaman partisiyle ters düşmeyi göze alan söylemleriyle, siyasetteki cesur duruşun sembollerinden biri hâline gelmiştir.