İlk kez aracısız Cumhurbaşkanı seçeceğiz.
Sandığa gidip oy kullanacağız.
Üç adayımız var.
Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş.
Bu üç adaydan Recep Tayyip Erdoğan Samsun’dan start verdi.
Meydanda Cumhurbaşkanı adayından ziyade bir parti lideri gibi esti gürledi.
Geçmiştekilere verdi veriştirdi.
Günümüzdekileri bombardımana tuttu.
Cumhurbaşkanlığı makamı bizde farklıdır.
Ağırlığı ile önemsenir, saygı gösterilir.
Cumhurbaşkanı seçilenden çok makam ağır basar.
O makam seçilene yol göstericidir.
Bildiğini okumaya fırsat vermez.
Çünkü bir numaradır.
Ulu önder Atatürk’ün koltuğudur.
Sorumluluğu çok büyüktür.
O makamda ağızdan çıkan, kuyumcu terazisi hassasiyeti gerektirir.
Suçlarken incitmeyeceksin.
Kırmayacaksın.
En önemlisi de her kesimin kucaklayacağı isim olacaksın.
Siyasi geçmişin olsa dahi bir kenara bırakıp makamın gerektiği şekilde hareket edeceksin.
Turgut Özal ve Süleyman Demirel gibi.
Gerçi o makam zemin hazırlayıcıdır.
Yönlendirir.
Gerektiği gibi yol göstericidir.
Recep Tayyip Erdoğan şimdilik en güçlü aday.
İlk adımı Samsun’dan attı.
Atatürk’ü örnek göstererek.
Bence iyi yaptı.
İyi yapmadığı meydanda geçmişe, günümüze veryansın etmesi.
Meydan okuması.
Seçilmeden Cumhurbaşkanlığı makamının bugüne dek ki Cumhurbaşkanları tarafından gerektiği biçimde kullanılmadığı iddiası.
Çokçasını sıralamak mümkün.
Her neyse; Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse aynı zamanda başbakan da olacak.
Başbakan göstermelik kalacak.
Başkan edasıyla hareket edecek.
Türkiye buna hazır mı?
Kaos olur mu?
Bence iyi de olabilir, kötü de.
Tek de olabilir.
Tek de kalabilir.
Bilmem anlatabildim mi?