Darlık fonu

Abone Ol

Varlık fonu kuruldu. Ziraat ve Halk Bankası,THY,BOTAŞ,ÇAYKUR gibi pek çok büyük Kamu İktisadi Teşekkülü(KİT) bu fona aktarıldı.Bu durum kamuoyunda ve iktisat çevrelerinde farklı boyutlarıyla tartışılıyor,anlaşılan o ki daha da çok tartışılacak…

İlk değerlendirme, bu fonun diğer ülkelerdeki varlık fonlarına benzemediğidir.Petrol veya ihracat zengini ülkeler,harcamalarından artan kamu kaynaklarını bu tip fonlarda gelecek kuşaklar için saklamaktadırlar.Bizde ise ortada gelecek kuşaklara aktarılacak bir kaynak olmadığı gibi kamunun ve özel sektörün 500 milyar dolar dış borcu var!Her çocuk yaklaşık 7 bin lira borçla doğuyor!

İkinci eleştiri ise, kamu kurumları tek tek Sayıştay'ın denetimine tabi iken ,bu fon denetimden muaf olacaktır.Bu da akıllara 'Ya yanlış kararlar alınır ve kurumlar zarara uğratılırsa,ne olacak?' sorusunu getirmektedir.

Bir başka kaygı da, bu kurumların menkullerinin yanında, devasa gayrı menkullerinin bulunması, özelleştirilerek yabancılara peşkeş çekilebilecekleri yönündedir.

Bütün bu eleştiriler, belli ölçüde haklı olabilir. Ama asıl nedenin farklı olduğu kanısındayım: Ülkenin kredi notu değişik yabancı kuruluşlarca sürekli düşürülürken, ödenmesi gereken dış borçlar var. Bu kaynağı ihracatınızı artırarak sağlayamazsanız, yeniden borçlanmak veya borçlarınızı erteletmekten başka çareniz de yoktur. Bunun için de sizden daha sağlam güvenceler istenebilir, bu güvenceleri göstermek durumundasınız. Yani fon, fıkrada olduğu gibi, varlıktan değil darlıktan kurulmuştur:

Bektaşi'nin biri, gözlerden uzak olmak için, ibadet saati dışında bir caminin iç avlusunda çilingir sofrasını kurmuş, demleniyormuş.Olacak ya, müezzinin camiye uğrayacağı tutmuş. Bektaşi'yi bu halde görünce:

— Bu senin yaptığın hem dinsizlik, hem densizliktir! Demiş.

Bektaşi boynunu bükmüş:

— Yok be imanım, demiş. Ne dinsizlik, ne de densizliktir. Sadece yersizliktir!..