Şu sıralar görüşmeleri, tartışmaları ve dövüşmeleri TBMM’de devam eden yasal düzenlemenin ülkeye ne getireceğine dair pek çok görüş ortaya atılıyor.
Düzenlemenin içeriği yanında zamanlaması da dikkat çekici bulunuyor.
Yapılan bu düzenleme her ne kadar “Molotof” ve “Bonzai” ile mücadele kanunu gibi gösterilse de işin aslının bu olduğunu söyleyebilmek mümkün değil.
Toplum desteğini alabilmek adına bazı hassasiyetler üzerinden hareket ediliyor. Bu biraz da “Minareye kılıf uydurmakla” ilgili bir şey. Başarılı olup olunamayacağı ise ilerleyen günlerde belli olacak…
İç güvenlik paketi ile ilgili dört temel iddia var.
Birinci iddia,“Bu yasa, molotof kokteyli ve bonzai ile mücadele içindir…”
İkinci iddia,“Bu yasa, Doğu ve Güneydoğu’da gerçekleştirilen gösterilerde polislerin çocukları öldürmesi içindir...”
Üçüncü iddia, “Bu yasa, batı bölgelerimizde iktidara yönelik sergilenebilecek olası tepkileri bastırmak içindir...”
Dördüncü iddia ise, “Bu yasa, tüm ülkede yaşanabilecek “Gezi” benzeri hareketlerin önünü kesmek içindir…”
İktidar ve muhalefet partilerinin paketle ilgili topluma verdikleri mesajlar böyle.
Hukukçulara bakıldığında, orada da ciddi bir ayrışmanın olduğunu fark ediyoruz. Ancak bu ayrışmadaki dayanaklar, taraflar için faklı görünüyor.
Hukukçu olmalarına rağmen, iktidara yakın olan tarafın, paketi savunma dilinin; hukuk dili olmaktan ziyade sempatizanca olduğu açıkça fark ediliyor.
Paket hakkında olumsuz görüş bildirenler ise daha çok uluslararası hukuk, anayasa, yasalar, demokrasi ve özgürlükler temelinde savunma yapıyor.
Zaten, demokratik hukuk devletinde yapılması düşünülen yasal düzenlemeler, öncelikle evrensel hukuk değerlerine ve anayasaya uygun olmak zorunda değil midir?
Her ne şekilde olursa olsun hukukçuların tartışmalarının, toplumun geneli için fazlaca teknik, sıkıcı ve anlaşılmaz olma olasılığı oldukça yüksektir.
Bu nedenle, toplumun geneli siyasetçilerin ağızından çıkacak birkaç kelime çerçevesinde konunun farkına varıyor ya da farkına varacaklar. Yani “İç güvenlik Paketine” yukarıda bahsi geçen dört iddia temelinde yaklaşacaklar, ne yazık ki!
Ülkeyi kolluk güçlerinin insafına terk ederek adeta zindana çevirmesi olası bir yasal düzenlemenin, bu denli sıradan ve yüzeysel bir şekilde halka aktarılması, tüm karşı çıkışlara rağmen, alelacele kavga dövüş Meclis’ten geçirilmeye çalışılması daha da karanlık günlerin geleceğinin işaretidir.
Bu düzenlemeden halkın her kesimi bir şekilde mağdur olacaktır. Tabii buna, bugün bunu savunanlar da dahildir.