İSTEMEK HAKLARIYDI VERMEMEK DE GÖREVİMİZ

Abone Ol
Doksanlı yılların başı, İstanbul’da bir grup arkadaş sohbet ediyoruz. PKK militanı değil ama sempatizanı Kürt kökenli bir arkadaşımız, “Bağımsızlık istemek hakkımız değil mi?” diye sordu. Gayet rahat bir tavırla “Hakkınız” dedim. Benden böyle bir cevap beklemiyordu, şaşırdı, arkadaşlarım da şaşırdı. “İstemek hakkınız” diye başladığım sözlerimi “Ama vermemek de görevimiz” diye tamamladım.

Onlar yani ayrılıkçılar haklarını -üzülerek de olsa söylemek zorundayım- “yiğitçe” savundular ve görünen o ki istediklerini umduklarından erken elde edecekler. Aslında birçoklarını gayrı resmi de olsa elde ettiler bile. Yine üzülerek ve tarihten, tarihin adsız kahramanlarından özür dileyerek itiraf etmek zorundayım biz “görevimizi” adam gibi yerine getiremedik. Onlar ne kadar sevinseler ve gururlansalar haklarıdır. Biz ne kadar üzülsek ve utansak yeridir.

Barzani ve adamlarının AB ve ABD basınına yaptıkları açıklamaların bir kısmı, bizim basına da yansıyor. Adamlar tarih veriyorlar ilk Kürt devletini resmen ilan etmek için. “İlk Kürt devleti” tanımını bilerek kullanıyorum. İlk devlet ama tek olmayacak, orada kalmayacak bu ateş, doğusuna, batısına, kuzeyine de sıçrayacak. Ateş bir kere yanmayı görsün, hele bir de arkasından kuvvetli bir nefes üflerse sürekli, kolay yayılır. Hele de İngiliz ve Yahudinin nefesi ABD körüğüyle PKK’nın ve Barzani’nin ateşini parlatmakla meşgulken.

Hedef belli, kimse saklamıyor, herkes açık açık söylüyor, hedef Büyük Kürdistan! Bizim “açılım sevdalısı ve sarhoşu” kimi siyasetçilerimizle, kimi aydınlarımız(!) dışında duymayan, görmeyen, bilmeyen yok. Bir tek bizimkiler bilmiyor ya da bilmezden geliyor. Bugünü kurtarmak uğruna ateşin yarınlarda söndürülemeyecek kadar büyümesine ve daha genişlemesine seyirci kalıyorlar.

Sen sevgili milletim, bir tek sen varsın bu gidişe “dur” diyecek. Aklınla, dilinle, oyunla “dur” diyeceksin bu gidişe. “Hayır” demen yeter. Hangi partili olursan ol, hangi mezhepten, hangi meşrepten, hangi cemaatten olursan ol, “Hayır” demek hem hakkın hem de tarihe karşı, ecdada karşı sorumluluğundur.

Umut sensin sevgili milletim, sensin, sensin, sensin…