KEDERLİ BİR BODRUM SABAHI

Abone Ol
Bodrum’dan merhaba. Torunlarım yazın Bodrum’a gelince ben de Bodrum’a geliyorum.
Dün gece yeni yapılan Yalıkavak marinaya gittim. Azerbaycanlı bir işadamı yapmış bu marinayı. Korkunç paralar dökülmüş. Zaten Bodrum’un en güzel koyları ya satılmış ya da yabancılara kiralanmış. Bodrum’un bundan kırk yıl önceki halini düşündüm.
Ne kadar da doğal ve şirin bir belde idi. Bakir koyları beyaz yel değirmenleri, kalesi, müzesi küçük esnafı, yerlisi, köylüsü ile mutlu şirin bir beldemizdi.
Bodrum, şimdi adeta küçük İstanbul olmuş. Dünya jet seti bile Bodrum’da.
Buna marka olmak deniyorsa marka artık Bodrum.
Yarın sabah Yunan adalarına geçeceğim. Bence Yunan adalarının çoğu muhafaza edilmeye çalışılıyor. En azından adamlar paraya tamah edip satmıyorlar topraklarını.
Bizde ise durum farklı. Sat, satabildiğin kadar, git gidebildiğin yere kadar.
Fethiye’de de durum aynı bence. Sürekli İngilizler gelip mülk edinip yerleşiyor.
Zaman içinde göreceksiniz Fethiyeliler azınlık olacak. Hatta küçük çapta bir İngiliz hegomanyasını görebiliyorsunuz. Sadece İngilizler mi Ruslar da çoğunlukta.
Güneşi olmayan ülkelerin istilasına uğradık.
Yakında biz kendi ülkemizde buyruk alacak duruma geleceğiz.
Para almaya yatkın bir millet, buyruk almaya da alışır.
Maddiyat, buyruk almak hepsi bizde. Sustuk ve sindirildik.
Üç maymun gibiyiz adeta.”Görmem, duymam, söylemem.”
Atatürk’ün Çanakkale kahramanlarının bu ülke için can vermiş tüm şehitlerimizin ruhları azap içinde. Vicdanı ve aklı olan bizim gibi insanlar ise çaresiz ve üzgün.
Daha yeni başlıyoruz gibi bir his var içimde. Yakında Apo denilen katil de hür vatandaş olursa vay geldi başımıza. Aslında bunlar hep bir politika. Küçük şeyler gibi sunuldu.
Büyük şeyler oldu ve biz sustuk. Çikolata kâğıdına sarılmış niyetleri yuttuk adeta.
Yurdumuzun dört bir yanı ateş çemberi içinde. Düşmanlarımız pusuda.
Etrafı ateş halkası ile çevrelenmiş bir akrep kaderiyiz sanki. Ya yanacağız. Ya da akrep gibi kendimizi sokup intihar edeceğiz. Başka geçit yok.
Çaresizlik ve ümitsizlik kadar kötü bir duygu yoktur. İnsan ümit etmediği sürece yaşayamaz. Aslında hiçbirimiz yaşamıyoruz. Sadece yaşamaya ve nefes almaya çalışıyoruz. Buna nefes almak denirse elbette…
BU SICAK YAZ GÜNLERİNDE KAPINIZIN ÖNÜNE SOKAK HAYVANLARI İÇİN BİR KAP SU KOYUNUZ LÜTFEN. SU VERİN SU GİBİ AZİZ OLUN.