Memur-Sen öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen basın açıklaması öncesi şehitler için dua edildi. Ardından Memur-Sen Kilis Temsilcisi Bekir Şen yaptığı konuşmada, vatanın bekası ve milletin selameti için Afrin'de emperyalistlere ve eli kanlı teröre karşı başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'nın 26. gününde olduklarını ifade etti.Şen, 'Operasyonun başlangıcından bugüne kadar 'Düğüne gidiyoruz' diyen 31 yiğidimizi şehadete uğurladık. Vatan için yola çıkıp dönmeyen, şehadet şerbetini içen her yiğidi Süleyman Şah, şehit düştükleri her yeri Süleyman Şah Türbesi kabul ediyoruz. Biz, bütün inanmışlığımızla bir kez daha haykırıyoruz; onlar ölümü öldürdüler ve ölümsüzlük otağını mesken tuttular Yüce Rabbimiz şehadetlerini makbul eylesin. Hepinizin malumu olduğu üzre, bugün Afrin'de yaşananlar üzerinden ortaya çıkan iki fotoğraf var: Birincisi; küresel terörle mücadele konusunda sadece elini değil, bedenini taşın altına koyan, Türkiye'dir. İkincisi ise terör örgütlerinin sırtını sıvazlayıp onlarla stratejik ortaklık kurarak, Türkiye'nin yoluna taş koymaya çalışan küresel şer şebekesi ve onun uşaklığına soyunan işbirlikçi taşeron örgütlerdir. Fotoğraf bu kadar açıkken; ne yazık ki hala, Zeytin Dalı Harekatının gerekçelerini ve hedeflerini, anlamakta zorlananlar, yanlış anlamak için çırpınanlar, çarpıtarak anlatmak için kıvrananlar var. Türkiye'nin terörle mücadele konseptini, terör örgütlerine yönelik 'bitirici darbe' hamlesini, sivil hassasiyeti söylemleriyle perdelemeye çalışanlar var. Dost düşman herkes, Türkiye'nin bu konuda ne kadar ince eleyip sık dokuduğunu çok iyi bilmektedir. 9 askerimizin şehit verildiği saldırıda terör örgütünün sivilleri nasıl kullandığı da herkesin malumudur. Buradan bu vesileyle bir kere daha altını çizmek gerekir ki; Zeytin Dalı, Türkiye'nin emperyalizme direnme iradesinin, emperyalistlerin Suriye'de oluşturmak istediği düzeni reddetme mücadelesinin adıdır. Afrin, gizli ve kirli şer ittifakına karşı, tarihin ve coğrafyanın Türkiye'ye yüklediği misyonun, çocuklarımıza övünçle bırakacağımız bir istikbal sorumluluğunun adıdır.Bu yüzden; Afrin'de yürütülen operasyona karşı içeride karşıt cephe oluşturmak için ter ve dil dökenler bizim nazarımızda bu kirli ittifakın, tapınak şövalyeleri hükmündedir. Evet bugün; DEAŞ, PKK/PYD ve FETÖ arasındaki gizli ve kirli ittifak, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. 15 Temmuz'da FETÖ aparatıyla gerçekleştirilen işgal girişimi sırasında, sınırımızın güneyinde PKK'lı teröristlerin tetikte bekletildiği artık herkesin malumudur' diye konuştu.